top of page

ZİYARET-İ NAHİYE-İ MUKADDESE

ZİYARET-İ NAHİYE-İ MUKADDESE Ehl-i Beyt mektebinin diğer mezheplerden ayrıldığı en önemli noktalardan birisi de, çok zengin ve derin manalar içeren dua ve ziyaretlere sahip olmasıdır. Az da olsa bir Arapça bilgisine sahip olan birisi, bu dua ve ziyaretleri okuduğunda menşeinin ilahi ve nebevi olduğunu görür. Bu dualarda o kadar derin manalar ve muhtevalar mevcuttur ki, diğer mezhep erbabının rivayet ettiği dualarla karşılaştırıldığında güneş, ay ve yıldızların değersiz göktaşlarından farkı gibi olduğunu görür. Bu durumları âcizane incelediğimizde İmamlarımızın akidevî, ibadî ve ahlaki bilgileri dua kalıbında insanlara sundukları görülür. Özellikle İmam Seccad (as)’dan rivayet edilen duaları gördüğümüzde o zamanın dehşetli ortamını bir nebze olsun hatırlarız. Tarihin en zalim diktatörlerinin zamanında toplumu tebliğ görevine sahip İmam’ın, bu tebliğ konularını dua ve ziyaret kalıbına döktüğünü görürüz. İşte bu önemli dua ve ziyaretlerden birisi de Ziyaret-i Nahiye-i Mukaddese’dir. Bu ziyaret Zamanın İmamı Mehdi(as)’den sefiri vasıtasıyla nakledilmiştir. İmam(as) Kerbela vakasının mahiyetini ziyaret ve mersiye kalıbında zikredilmiştir. Bu ziyaret on bölümden oluşmaktadır: 1-Enbiya’ya selam 2- Evliya’ya selam 3- Aşura’lılara selam 4- İmama selamın niteliği 5- İmam Hüseyin(as)’ın vasıfları 6- İmam Hüseyin(as)’ın cihad ve şehadeti 7- Kıyamın zeminesi 8- İmamın olmayışının tesirleri 9- Âlemin ağıtı 10- Dua ve tevessül İmam(as) birinci bölümde Âdem(as) ve Peygamberimiz(saa) arasında gönderilen peygamberlerden en büyüklerine, vasıflarını selam vermektedir. 2. bölümde Evliyaya selam adı altında başta Mazlumların Seyyidi tarihin mazlumu İmam Ali(as)’a Hz. Fatıme-i Zehra(as)’a sonra İmam Hasan(as)’a en son ise Seyyidüş-Şüheda Garib’el Gureba İmam Hüseyin(as)’a selam vermektedir. İmam Hüseyin(as)’ı zikrettikten sonra O’nu şöyle tanıtmaktadır: Selam olsun Allah(cc)’ın toprağını şifa kıldığı kişiye, Selam olsun hareminde duaların kabul olunduğu kişiye, Selam olsun son Peygamber(s.a.a)’in oğluna, Selam olsun Fatıme-i Zehra(as)’nın oğluna, Selam olsun Haticet’ül Kübra(as)’nın oğluna, Selam olsun Sidret’ül Münteha’nın oğluna, Selam olsun Cennetül Me’va’nın oğluna, Selam olsun Zemzem ve Sefa’nın oğluna… Mümin kardeşlerim biraz düşünelim! Sidret’ül Munteha neresidir? Kim Sidretül Münteha’ya çıkmıştır? Cennet’ül Me’va kimin için yaratılmıştır? Elbette ki Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.a)’tir. Zulüm mazlumun mertebesiyle orantılıdır. Bir zalim herhangi birisine zulmettiğinde mertebe olarak küçük kişiye zulmetmiştir. Ama şanı yüce birisine zulmettiğinde ise zulmün derecesi de artmıştır. Bu aşağılık güruh âlemlere rahmet olarak gönderilen son Peygamber(s.a.a)’e zulmettiler. Peygamber(s.a.a) şöyle buyurmuyor mu?

 “Hüseyin bendendir, ben de Hüseyin’denim.” Yine İmam(as) şöyle devam ediyor: Selam olsun köy halkı(Beni Esed kabilesi) tarafından defnedilene, Selam olsun şahdamarı kesilene, Selam olsun yüzü toprağa sürtülene, Selam olsun elbiseleri ganimet alınana, Selam olsun çubukla dudaklarına vurulana. Kerbela şehitlerinin mübarek naaşları üç gün boyunca çöl kumlarının üzerinde kaldı. En sonunda Beni Esed kabilesi tarafından defnedildi. İmam Hüseyin (as) Tasua günü yani aşura gününden bir gün önce elbiselerinin altına eski elbiseleri giydi. “ Neden yapıtorsunuz ya imam?” diye sorulunca İmam ;  “bu zalimler yarın benim elbiselerimi ganimet olarak alacaklar. Savaş meydanında üryan kalmamak için böyle yapıyorum” buyurdu. Dördüncü bölümde; imam (as) bir müminin Kerbela vakıasında nerde durması gerektiğini buyuruyor. Ve diyor ki; “ Musibetten kalbi yaralanmış ve seni andığında gözyaşı döken bir kimse olarak seni selamlıyorum. Her ne kadar kader beni sana yardımdan alıkoymuşsa da her sabah ve akşam sana mersiye okuyacak ve sana ağlayacağım.” Beşinci bölümde; imam Hüseyin (as)’i vasfediyor. Ey mümin! İmam Hüseyin (as)’ i tanımak istersen imam Mehdi(as)’nin dilinden dinlemelisin. Gelişigüzel hocaların dilinden değil. Onlar Hz Hüseyin (as) için “ onlar peygamber’in torunudur, takvalıdır, fazıldır, fakat iddia ettiğiniz gibi masum ve itaati farz değildir…” Ama İmam Mehdi (as); bu sözlerin aksine dini ayakta tuttuğuna, zulmün kökünü kazıdığına, adaleti yaydığına, zayıfların hakkını güçlülerden aldığına, ahdine vefa ettiğine şehadet ediyor. Altıncı bölümde; kıyamın ortamını ve şartlarını zikrediyor. Yani Kerbela basit bir vaka değildir. İmam Hüseyin (as), zulmün ve fesadın dorukta olduğu bir zamanda kıyam etti.  İslam’ı korumak için kıyama durdu. Aşura’yı İmam (as)’ın dilinden öğrenmek gerekiyor. Cevaplar burada gizlidir. Yedinci bölümde; İmam (as)’ın nasıl cihad ettiğini, nasıl şehid olduğunu, hayatının sonuna kadar nasıl ailesini koruduğunu anlatıyor. Rivayet edilir. İmam Hüseyin (as) savaşırken Şimr’in çadırlara saldırdığını gördü.  “ Ey insanlıktan nasibini almamış güruh! Müslüman değilsiniz, insan değilsiniz, bari Arap’ın şerefini ayaklar altına almayın ve hayatınızda özgür insanlar olun. Ben yaşarken, benim gözlerimin önünde haremime saldırmayın…” diye feryad ediyordu. Sekizinci bölümde; İmam(as)’ın yokluğunun sonuçları anlatılıyor. “ senin yokluğunda dinin sütunlarını yıktılar. Kur’an’ın ayetlerini tahrif ettiler.” Biliyoruz ki, Kur’an tahriften uzaktır ama bu insanlıktan nasibini almamış güruh, Kur’an’ı tevil ettiler. Kendi akıllarınca başka bir Kur’an tefsiri oluşturdular. İşte “Kur’an’ı, Peygamber(s.a.a) ve Ehli Beyt’inden öğrenmeliyiz” düsturunun manasını anlayabiliyoruz. Kur’an’ın tefsiri ve Allah’ın irade ettiği tevili Ehli Beyt’in yanındadır. Dokuzuncu bölümde İmam Hüseyin(as)’e Peygamber(s.a.a)’in, İmam Ali(a.s)’nin, Hz. Zehra(s.a)’nın, meleklerin matemi anlatılıyor. Rivayet ediliyor ki Aşura günü 4000 melek İmam Hüseyin(as)’a yardım etmek için yere indiler. İmam izin vermedi. Ve sonunda bilinen olaylar gerçekleşti. İşte bu dört bin melek İmam’ın hareminde ikamet ediyorlar. Matem tutuyorlar. Ziyaretçileri karşılıyorlar. Hastalarını ziyaret ediyorlar ve İmam Hüseyin(as)’in ziyaretçilerine rahmet diliyorlar. Onuncu bölümde ise İmam(as) dua ile bitiriyor. O’ndan bir bölüm nakletmek istiyorum: “Ey en iyi hüküm veren Allah’ım! Günahlardan arınmış Peygamber’in hakkına beni üzüntülerden arındır, yakıcı cehennem ateşinden beni koru, sapıklığa düşürme, gözyaşlarıma acı, ayağımı kaydırma…”

Selam ve Dua ile...

İSMAİL ARICI

0 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

TARKAN, GEÇÇEK VE GELECEK Sosyal medya da gündeme oturan Tarkan’ın “geççek” klibini merak ettim, ben de izledim. Evet başarılı bir klip olmuş. Tarkan’ın hakkını iyi vermek gerek. Güzel sunmuş. Ancak b

MİRAÇ VE HİBETULLAH Zer âleminde Resulullah’ın (saa) tüm insanlar ve seçkinler arasında en seçilmiş kişi olduğunu biliyoruz. O gün sorulan tüm sorulara Resulullah(saa), tüm insanlar arasında en hızlı

bottom of page