SİZSİNİZ İMANIN TAMAMI
SİZSİNİZ İMANIN TAMAMI Bunalırken hayatın boş yoğunluğunda, Ve sıkarken göğsümü bu dünya müptelalığı, Sizdiniz zifiri karanlıkta ışık sızdıran kapı. Açmaya çalışırım ben, lâkin hırpalıyor dünya girdabı. Sersefil kalkar tutarım kapı kolundan, Işık gözümü alır, dertler dert olmaktan utanır. Siz öylesiniz işte, sizsiniz imanın tamamı. Siz vadide hapistiniz, oysa hürdü zihniniz. Bana ise yer geniş, ama zihnimse bir dehliz Korkar oldum her şeyden ve artık bir de kendimden, Ararım aynada, gözlerimde ne izler var Şimr'den. Lâkin göremem bir şey, göz bir çift mucize, Kalbe bakmalıyım aslen, mucizelere ihanet ne derece. Boğulurum hatalarımda, çaresizlik birikir içimde, Ey Ali! Sen nasıl da cesurdun oysa nifaklar içinde. Değil miydi, perdeler kalksa da imanın aynıydı, Siz öylesiniz işte, sizsiniz imanın tamamı. Okurum ben de sizi, fakat anlamak bir serap, Bir titreme gelir ruhuma, sonrası dünyanın kanı sıcak. Sevdim, lâkin uğruna ölemezdim hiçbir şeyin, Uğruna ölecek sebep yoksa yaşamak benim neyim? Nerede şehadet ruhu “İman” olacak diye, Bendeki rehavet ruhu peki neyin peşinde? Kesmeli mi ümidi, oysa ümit Allah'tandır. Tamamlanmadı daha nur, zaman imama akmaktadır. İnletecek şeytanı, O imam ve ordusu, Sabretmek düşer bize, sabırsa Kerbelâ'da su. Var mıyız hepimiz, sesler var çılgın haykırışlar, O halde hazırız biz, ferece az bir zaman var. Hazırlayın çıkınınızı, ümitsizlik olmasın içinde, Bir İmam var kıyama hazır, bu âlemin içinde.
YUSUF ÇELEBİ