top of page

RESULULLAH'IN (saa) RAMAZAN AYI İLE İLGİLİ HUTBESİ

Şabaniye Hutbesi

Hz. Ali (a.s) buyuruyor ki:

"Resulullah (s.a.a) bir gün bir hutbesinde bize şöyle buyurdu:

"Ey insanlar! Allah'ın ayı bereket, rahmet ve mağfiretle size varıp ulaşmıştır. Öyle bir ay ki Allah indinde her aydan daha üstündür. Gündüzleri en iyi gündüz; geceleri en üstün gece ve saatleri en iyi saatlerdir. Öyle bir aydır ki, o ayda Allah'ın misafirliğine davet edilmiş ve Allah'ın ikramına layık kimselerden kılınmışsınızdır. Nefeslerinizde tesbih, uykunuzda ibadet sevabı vardır. Bu ayda amelleriniz makbul ve dualarınız müstecap olur. O halde sadık niyetler ve temiz kalplerle sizleri oruç tutmaya ve Kur'ân okumaya muvaffak etmesi için Allah'ı çağırın (dua edin). Asıl kötü ve bedbaht kimse, bu büyük ayda Allah'ın mağfiretinden mahrum olan kimsedir. Açlık ve susuzluğunuzla kıyamet günündeki açlık ve susuzluğu hatırlayın. Fakir ve miskinlere sadaka verin. Büyüklerinize saygı gösterin. Akrabalarınıza sila-i rahim yapın (akrabalık hakkını koruyun), dilinizi tutun, gözünüzü haramdan koruyun ve kulağınızı haram olan şeyleri duymaktan sakındırın. Halkın yetimlerine şefkat gösterin ki sizin de yetimlerinize şefkat göstersinler. Günahlarınızdan tövbe edin ve namaz vakitleri dua için ellerinizi O'na doğru kaldırın; bu saatler Allah Teala'nın halka rahmet gözüyle baktığı, münacatlarına icabet ettiği ve nidalarına "lebbeyk" dediği en iyi saatlerdir. Ey İnsanlar! Nefisleriniz amellerinizin rehinesidir. O halde istiğfar vasıtasıyla onları azad edin; sırtlarınız günahtan ağırlaşmıştır, uzun secdeler ederek yükünüzü hafifletin. Bilin ki, Allah Teala namaz kılanları ve secde edenleri azaplandırmamak ve kıyamette onları cehennem ateşiyle korkutmamak üzere kendi izzeti hürmetine and içmiştir.


Ey İnsanlar! Her kim bu ayda oruçlu bir mümine iftar verirse ona bir köle azad etmenin sevabı verilir ve geçmiş günahları affedilir."


Biri: "Ya Resulullah (s.a.a)! Bizim hepimiz bir mümine iftar verecek güçte değiliz." demesi üzerine Resul-i Ekrem (s.a.a) şöyle buyurdu:


"Bir hurma tanesiyle veya bir içim suyla da olsa cehennem ateşinden kurtulmaya çalışın. Ey İnsanalar! Her kim bu ayda ahlakını iyileştirirse kıyamette sırat köprüsünden geçmesine müsade edilir. Her kim bu ayda (emri altındaki) kölesinin işini hafifleştirirse Allah Teala kıyamette onun hesabını kolaylaştırır.


Her kim bu ayda şerrini halktan uzaklaştırırsa Allah Teala kıyamette gazabını ondan uzaklaştırır. Herkim bir yetime ikram ederse Allah da kıyamette ona ikram eder. Her kim akrabasıyla ilgilenir, ihsan eder üzerine düşen görevi yaparsa Allah da kıyamette onunla ilgilenir, ihsan eder, üzerine düşeni yapar. Her kim de akrabasıyla ilişkisini keserse Allah Teala kıyamette rahmetini ondan keser. Her kim bu ayda sünnet namaz kılarsa Allah Teala onun hakkında ateşten beraeti -uzak olmayı- yazar. Her kim bu ayda bir farizeyi yerine getirirse diğer aylarda yapılan yetmiş farizenin sevabı verilir ona. Her kim bu ayda bana fazla salavat gönderirse, Allah Teala kıyamette onun salih amellerinin terazisini ağırlaştırır ve her kim bu ayda Kur'an-ı Kerim'den bir ayet okursa diğer aylarda yapılan bir Kur'an hatmi (Kur'an bitirme) sevabı verilir ona. Ey İnsanlar! Bu ayda cennetin kapıları açılmıştır; Allah'tan o kapıları sizin yüzünüze kapatmamasını isteyin, (bu ayda) cehennemin kapıları kapanmıştır; Allah'tan, o kapıları (sizin yüzünüze) açmamasını isteyin, bu ayda şeytanlar bağlanmıştır; Allah'tan onları size musallat etmemesini isteyin."


Hz. Ali buyurur ki: "Ben, Ya Resulullah! Bu ayda en iyi amel nedir? diye sorunca Resulullah (s.a.a), ya Ebu-l Hasan! Bu ayda en iyi amel takva ve Allah'ın haramlarından kaçınmaktır." diye buyurdu ve ağlamaya başladı.


-Ya Resulullah niçin ağlıyorsunuz diye sorduğumda ise şöyle buyurdu:


"Ya Ali, bu ayda sana karşı yapmayı helal bildikleri şey için ağlıyorum. Rabbine namaz kılarken geçmiş ve geleceklerin en kötüsü; Semud kavminin devesini yaralayanın kardeşinin sana doğru gelip kılıçla seni vurarak sakalını kana boyadığını görür gibiyim."


"Ben: ya Rasulallah, bu dinimin salim kalmasından mıdır?" diye sorunca Resulullah (s.a.a): "Evet bu, dininin salim kalmasındadır" cevabını vererek şöyle buyurdu:


"Ya Ali! Kim seni öldürürse beni öldürmüş olur, kim sana buğzederse bana buğzetmiş olur, kim sana küfrederse bana küfretmiştir. Çünkü sen gerçekten de kendi nefsin gibi bendensin, ruhun benim ruhumdur, ahlakın benim ahlakımdır. Doğrusu Allah Tebârek ve Teâlâ beni ve seni bir (anda) yarattı, beni ve seni seçti, beni nübüvvete, seni de imamete seçti. Kim senin imametini inkâr etmiş olur. Ya Ali! Sen benim vâsim çocuklarımın -Hasan ve Hüseyin'in- babası, kızım Fatıma'nın kocasısın, hayatımda ve ölümümden sonra ümmetime halifemsin. Buyruğun benim buyruğum, yasağın benim yasağımdır. Beni nübüvvetle gönderene ve yaratılmışların en hayırlısı kılana andolsun ki hiç şüphesiz sen, Allah'ın yarattıkları üzerine hücceti, sırrının emini ve kulları üzerine halifesin.

Kaynak:

Uyun'u Ahbar'ir Rıza, c.1, s.230, Revzat'ul Muttakin, c.3, s.277, Seyyid İbn-i Tavus'un Sahihi İkbali, s.1, Şeyh Behai, Erbain, s.84, Bihar-ul Envar, c.96, s.356.




20 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page