top of page

PEKİ YA TE'VİL!

PEKİ YA TE'VİL!

Bismillahirrahmanirrahim, Allah’u Teâlâ, son peygamber Hz. Muhammed(as) ile beraber kâmil bir din ve kâmil bir kitabı göndererek sonradan gelen insanlara hayatlarına yön verebilecekleri en güzel örneği sundu. Örnek alabilecekleri kâmil bir insan, ibret alabilecekleri kâmil bir kitap ve hayatlarını idame edebilecekleri kâmil bir din. Bunlar insanoğlunun Allahın istediği gibi bir hayatı yaşamaları ve rızasını kazanmaları için gerekli ve uyulması gereken kaynaklar. Peki ya Te'vil?  Te'vil en basit anlamıyla yorum demektir. Allah’ın ya da Peygamberin bize buyruklarında onların kastettiği anlamı acaba doğru anlıyor muyuz?

 Hicr Suresi/9 : "Muhakkak zikri (Kur’an’ı) biz indirdik ve biz onu koruyacağız." Allah’u Teâlâ Kur’an’ı gönderdiği zaman yanında bir peygamber neden seçmiştir acaba?  Yani sadece bir kitap da gönderebilir ve pekâlâ bir din sunabilirdi. Ancak Kur’an’ın Allah’ın murat ettiği şekilde anlaşılması için bir yol göstericiye, bir rehbere ihtiyaç vardı. O da peygamber Hz. Muhammed (s.a.a) idi. Peygamber Hz. Muhammed (s.a.a) Kur’an’ın indirilmesi üzerine doğru anlaşılması için mücadelesini sürdürdü. Kur’an’ın tenzili yirmi üç yıl sürdü. Birçok fedakârlıkta ve çabada bulunuldu. Ve sonunda din kemale ulaştı. Ancak Kur’an’ın tevili 23 yıldan daha uzun sürecekti. Yani Kur’an’ın dillere nakşolması 23 yıl sürmüştü. Ancak Kur’an’ın kalplere doğru şekilde aktarılması 23 yıldan daha fazla sürecekti. Bu görevi de peygamberimizden sonra Ehl-i Beyt (as) devam ettirecekti.  Peygamberimiz (s.a.a)şöyle buyurmuştur:  "Ya Ali, ben Kur’an’ın tenzili için mücadele verdim; sen ise tevili için mücadele vereceksin." Kur’an’ın doğru tevil edilmesinin önemini Peygamberimiz (s.a.a)yüce bir görev bilmiş ve bu hayati görevi Hz. Ali'ye vermiştir. Nitekim insanlar bu konuda gaflete düşmüşlerdir. Haricilerin Hz. Ali(as) ile savaşırken "Hüküm yalnız Allah'ındır" gibi ayetler üzerinden savaşmaları, Kur’an’ı insanların doğru yorumlamadıklarının ve kendi sözlerini peygamberin sözlerinden öne geçirdiklerinin bariz bir göstergesi değil midir? işte Ehl-i Beyt’in ve başta İmam Ali(as) olmak üzere masum imamların toplumdaki beşeri Kur’an algısını Rabbani algıyla değiştirmek için mücadele verdiler. Kur’an’ın yanlış anlaşılmasının ve insanların Kur’an’ı kendi istedikleri gibi anlamalarını engellemeye çalıştılar. İşte bu yüzden peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.a) demişti ki:

 "Ben sizin aranızda iki ağır, kıymetli emanet bırakarak gidiyorum; Allah'ın Kitabı ve benim itretim( Ehl-i Beyt’im). Eğer siz onlara sa­­­rılır­­­sanız, benden sonra hiçbir vakit yolunuzu şaşırmayacaksınız. O zaman, siz bunlara sa­­­rılır­­­sanız yoldan çıkmayacaksınız ve bu iki yadigârım hiçbir zaman birbirlerinden ayrılmayacaklar."

MUHAMMED İKBAL 

0 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

ET-TAHİR

İFTAR, KADER VE İMAM Fe- ta-re harflerinde oluşan bir kavramdır. Anlamı uzunlamasına yarılmaktır. Kimi zaman bozmak, kimi zaman da düzenlemek yoluyla olur. Bu fiilden oluşan kavramlardan biri de fıtr

bottom of page