top of page

MEKTEBİMİZİ SEVİYOR MUYUZ?

MEKTEBİMİZİ SEVİYOR MUYUZ? Bu mektebin en çok ilham aldığı ayetlerden biri de şûra süresinin 23. Ayet-i Kerime’sidir. Bilir mektebin her dostu; Ehl-i Beyt’i sevmedikçe Peygamber (s.a.a)’i ve Rabb’ini razı edemeyeceğini... Ancak dile getirmek istediğim sorun; sevip sevmemek değil, sevdiğini iddia edenlerin gerçekten kalplerinin sevgi ile dolu olup olmadığıdır. Bu soru sevdiğini söyleyen herkese yani bu mektebi kabul görmüşleredir. Gerçekten, istenilen kadar sevgi ile dolu muyuz? Aynı hedefe tutunmuş olabiliriz, aynı yolu kabul etmiş olabiliriz. Ancak birlik ve beraberlik için bu kadarı yeterli değildir. Kalplerin de birbirilerini sevmesi gerekir. Ki birbirilerine bağlanabilsinler, birbirilerinin hatalarını gizleyebilsinler, birbirlerine fedakâr olsunlar, beraber hareket edebilsinler.... Ancak sevgi yoksunluğu yaşanıldığını düşünüyorum. Su; insan bedeninin yaşam ve canlılık kaynağı olduğu gibi, sevgi de insan ruhunun canlı ve sağlam kalmasının tek kaynağıdır. Sevgi üzerine yaratılmıştır insan. Sevgi üzerine yaşama isteği olur insanda, o sevgi anne babayı çocuğuna hizmetçi eder, karı-koca aynı yastığa kırk yıl koyar, dostluğun tadına yıllarca yaşanmasına rağmen doyulmaz, sevgi ile ölüme dahi isteyerek koşulur... Yani sevgi hayatın her boyutunda bir kaynaktır. Bu yüzden hak yolda kararlı ve istekli olmak için sevgiye çok ihtiyacımız vardır. Yoksa sabır, güven ve gayret nereden beslenebilir? Dolayısıyla imanımızı besleyen sevgi yoksunluğunu gidermemiz kaçınılmazdır. Kara kara düşünürken “bunu nasıl yapacağız?” diye, Meryem süresinin / 96. Ayet-i Kerime’si bize çözüm önerisini getiriyor.

“ İman eden ve salih amel işleyenler için Rahman bir sevgi yaratacak.” Bu ayetin öznesi yani faili “Rahman” olan yüce Allah’tır. Allah’ımız bu ayet-i kerime’de “ Rahman” ismini dile getirmesine dikkat çekmiştir. Çünkü Rabb’imiz sevginin kimin elinde olduğunu hatırlatmak istiyor. Somut şeylerin yaratıcısı olduğuna göre, soyut olanların da yaratıcısı O’dur. O, sevgiyi var edecek tek merciidir. Bu nedenle sevgi yalnızca yüce Allah’tan istenilir. İkinci önemli noktada sadece yalın bir sevgi değildir istenen. Sevgi ile beraberinde güven, merhamet, paylaşım, ilim, hayır,hikmet, adalet, hak, koruma gibi tüm diğer iyilikler de vardır... Yalnızca “Rahman” bu şekilde sevgiyi bizim için yaratabilir. Rahman olandır kalpleri elinde tutan... O, kalbe indirmediği sürece hiç bir sevgi kalbe giremez. Ne çocuk, ne eş, ne dost... Yani onları vesile kılan Rahman’dır. Gerçekte izin veren O’dur. Bu nedenle sevgide de şirk koşulma hatasına düşülmemelidir. İşte insan çocuğu, eşi, arkadaşı ile ilgilenirken gerçekte vechini yüce Allah’a yöneltecek ve diyecek ki “ Rahman olan Rabb’im, bizim için bir sevgi yarat, ki kalpleri evirip çeviren sensin. Kalplere indiren ve hükmeden sensin. Senin ortağın ve benzerin yoktur. Bu nedenle sen, senin sevdiklerini bana sevmemi, senin sevmediklerimi bana sevmememi sağla. Mektebimde sevgi ile yol almama yardım et! Karı –koca arasına, çocuk ve anne-baba arasına, iki arkadaş arasına, akrabalar arasına, kardeşler arasına, ümmet ve peygamber arasına sevgi verdiğin gibi bu mektebin dostlarının arasına da sevgi ver. Hatta o kadar çok ver ki büyük bir birlik ve beraberlik olsun! Kocaman bir sevgi yumağına dönüşsün!” İbadet etme isteği istediğin gibi, kazandığını verme sevgisi gibi, ilim öğrenme hazzı gibi, yaşama sarıldığın gibi Rabb’inden mektep sevgisi iste! Züleyha’nın yanılgısına düşme. Sevgiyi Yusuf (as)’tan istiyordu. Bu algılamanın yanlışlığını geç olsa da anlamıştı, esasta sevginin kaynağı yüce Allah’tı. Yüce Allah’tan istemeliydi. Sevginin kaynağı ellerimizin arasındaki küçük bebeğimiz değil, yüce Allah’tır. Sevginin kaynağı bize iyi olan eşimiz değil, yüce Allah’tır. Bu nedenle vesilelerden değil, asıl kaynağın sahibinden talep etmeliyiz... İşte Rahman olan Rabb’imizden istiyoruz! “Yarabbi kalbimi yumuşat, katılaşmaktan kurtar beni! Yarabbi kalbimi karanlıklardan kurtar, aydınlığa çıkar beni! Yarabbi kalbimi sevgi ile donat, sevginin gücünü tattır bana! Yarabbi kişisel kaygılardan kurtar, mektep sevgisini ver bana! Yarabbi Peygamber’imin ve Ehl-i Beyt imamlarımın gayreti bana da gelsin!...İstiyorum Ya Rabb!” İşte ilahî cevap geliyor. “ İman eden ve salih amel işleyenler için Rahman bir sevgi yaratacak.” “ Sevgi yaratmak” için iki şart var ... 1- İman etmek 2- Salih amel işlemek İman etmek güvenmek, itimad etmektir. Yüce Allah’ın zatına, isimlerine, sıfatlarına, fiillerine, dediklerine, gösterdiklerine, işaret ettiklerine inanmak demekti. Rabb’imizin tüm isimlerinin arasında bir ismine şüphe ile bakmak güveni sarsardı. Rabb’imizin tüm dediklerinin arasında bir dediğine şüphe ile bakmak itimadı sarsardı. Rabb’imizin tüm işaret ettiklerinin arasında birine güvenmemek imanı sarsardı. İşte bu nedenle iman etmenin altı, doğru ve tam doldurulması gereken önemli bir başlıktı. Salih amel ise bu başlık üzerine bina edilmeli idi. Herhangi bir ameli, salih amelden ayıran nokta iman üzere olması idi. Yalnızca Allah’ın rızasını kazanmak için olursa, salih amel olur. Yani ameli salih yapan kişinin, ne kadar ihlaslı olması ile ilgilidir. Amelin salih olması da arkasından gelecek sevgi lutfuna zemin hazırlar. Bu nedenle Âl-i İmran süresi /31. ayet-i kerime de şöyle bir açıklama gelir.

“ Deki; eğer Allah’ı seviyorsanız bana itaat edin ki, Allah ta sizi sevsin” Bu yöntemi öğreten yüce Allah, bu çağrıyı yapan da peygamberin kendisidir. İşte mektebimizin güçlenmesi için aynı hedef, aynı yol olmasının yanı sıra aynı kalp atışlarının olması gerekmektedir. Birlik ve beraberlik sevginin büyüklüğü ve gücü ile orantılıdır. İşte sevginin çoğalmasının ve tecellisinin yolu; imanların kuvvetlenmesi, salih amellerin çoğaltılması ile olur. Bu yolda plan ve projeler arka arkaya gelmeli, bu gönül yolcuları hiç durmamalıdırlar. Gayret üzerine gayretli olmalıdırlar. İmanları kuvvetlendirme ve salih amelleri çoğaltma yolunda hiç bir fırsatı kaçırmamalıdırlar. İmam Cafer Sadık(s.a) vech kavramını yorumlarken şöyle bir açıklama getirir. Vech; bakılan yön demektir. Yüce Allah’ın vechi, kulları için “Rahmeti üzerine yazması”dır. Kulların vechi ise iman edip salih amel işlemesidir. Sevgi dili belli olmuş olur. Rabb’imizin sevgisi rahmettir, kulların sevgisi ise salih amellerdir. Sevgiye en çok ihtiyaç duyduğumuz bu dönemde sevmek ve sevilmek için Rahman olan Rabbimizin iki şartını asla göz ardı etmemeliyiz. Ki sevgi bir rahmet yağmuru gibi bu mektep yolcularının hepsini ıslatsın.  Rahman'ın rahmeti ile bizim salih amellerimiz buluşsun, yeryüzü cennete, insanlar da cennet ehline dönüşsün inşallah...

0 görüntüleme0 yorum

Son Paylaşımlar

Hepsini Gör

TARKAN, GEÇÇEK VE GELECEK Sosyal medya da gündeme oturan Tarkan’ın “geççek” klibini merak ettim, ben de izledim. Evet başarılı bir klip olmuş. Tarkan’ın hakkını iyi vermek gerek. Güzel sunmuş. Ancak b

MİRAÇ VE HİBETULLAH Zer âleminde Resulullah’ın (saa) tüm insanlar ve seçkinler arasında en seçilmiş kişi olduğunu biliyoruz. O gün sorulan tüm sorulara Resulullah(saa), tüm insanlar arasında en hızlı

bottom of page