top of page

MEHDİ(AS) HEPİMİZİN ÜMİDİDİR VE BEN O'NU BEKLEYENLERDENİM!

 Koyacağımız ya ölçeğimiz olmasaydı nasıl bu sorunlardan kurtulacaktık. Her sorunun çözümü kendisinde bulunan, ayaklı Kur’an Hz. Muhammed!  Binlerce selem olsun ona. O, tüm günahlardan uzak. Allah tarafından dokunulmazlığı var. İsmet o! Bu ne demek biliyor musunuz? Her konuyu onun üzerinden değerlendirebilirsiniz demektir. Şüphe duymaksızın. Tüm bildirdikleri ve dedikleri lafız olarak kendisine ait, ama anlam olarak Allah’ımıza yani Yaratıcımıza aittir. Bu nedenle onun her dediği ve bildirdiği delildir Rabb’ine tabi olanlar için. Gelelim sorunlarımıza, toplumsal kırılmalarımıza. En önemli nokta; toplumsal ümidimizi tekrardan kazanmalıyız. Ayağa kalkmak için, amacımıza doğru yürümek için, kendimize ait medeniyetimizi oluşturmak için. Modellimiz bize bunu kendi öğretileri ile hatırlatıyor. İşte Hz. Muhammed(s.a.a) ile başlayan o öğreti, Kur’an taşıyıcıları Onbir imam ve o imamların en son halkası olan imam Mehdi(as) ile olacaktır. İnsan çabalar, direnir. Ama boşa gidecekse neden yapsın! Yorulsun… Ama her yorgunluk, her çaba, her gözyaşı, her ter damlası amacı yolunda bir tuğla olduğunu düşünür ve hissederse…  İşte o zaman her türlü çabayı ve mücadeleyi boşa gitmiş düşünmez. Aksine amacı için bilenir, kuşanır, donanır. Ve kendini hazırlar. İşte o duruş, beklenen mehdi inancı ile olur. Tabii ki ümitler başka amaçlara (para, kariyer, kadın, araba gibi) bağlanırsa bu sorunlar yine kaçınılmazdır. Ümitler “ihdina” ve akabinde gelen amaçlara bağlanırsa Mehdi inancı geçmiş ve gelecek için bir bağlantı olur. Artık biliriz sıratı müstakim yolu geçmişe ait değil. Geçmişi ve geleceği birine bağlayacak bir bağdır imam Mehdi(as).  Zülmü ve adaleti yeniden ayıracak yeni liderimizdir. Başımızdır. Allah’ın vaad ettiklerine inanan bir insan, Allah’ımızın her türlü yardım ve lütuflarına da inanır. Yanlışa ve batıla teslim olmaz. Zulümlerden ve günahlardan nefret eder. İşte tam bu nedenle, dağınık olan İslam coğrafyasının bir lidere susamış olduğunu bilir. Ve yeniden toplanmasını ilahi bir vaad olarak görür. Ve bunu imam Mehdi(as) ile gerçekleştireceğine inanır. Ve O'na yardım etmek için bu davada donanır, kuşanır. Bu nedenle kendini hep irtibatta düşünür imam Mehdi ile. Sanki O'nun huzurunda, O'nun yanında safa durmuş, O'nun organizasyonunda toplanmış gibi. Sahi, bugün imam Mehdi kendini açıklasa ve mücadelesine destek istese, hemen cevap verebilecek gibi. Taraftarlığını koyabilecek gibi... İşte şu andaki duruşunuz, potansiyeliniz ve çabalarınız eğer bu yol üzere ise, o zuhur ettiğinde mıknatıs çeker gibi O'na koşarsınız. Çünkü zeminde O'na meyillisiniz. Çünkü hem fikirsiniz. Çünkü O'nu uzun zamandan beri bekliyorsunuz. Hem de büyük bir hasretle... Yok, eğer bu taraftarlığa hazır değilseniz, O'nu bekleme ve taraftarlığınızı koyma gücünüz olmayacaktır ne yazık ki!

İslam, tüm evrenin dinidir.

Dolayısıyla gelecek olan imam Mehdi (as), sınırlar ötesi bir ümmetin lideridir. Evrensel inkılabın adıdır. Onunla insanlar iki kutba ayrılacak. İnananlar ve inanmayanlar olarak.  Hz. Mehdi(as), Hz. Muhammed (s.a.a)’i temsil eder. Hz. Muhammed(s.a.a) te tüm peygamberlerin hatemidir. Ahir zamanın peygamberidir. İmam Mehdi (as) de Kur’an taşıyıcıların son halkasıdır. Yani kıyam/ kıyamet hızla yaklaşıyor. Ve son nokta… Hazırlanmak gerek. Bu şu demektir. Hak, her zaman ve her mekanda haktır. Ve hakikat hiçbir zaman değişmez, değiştirilemez.

 Bugün ümmetin bütün sorunları, başına sahip çıkmaması, başına bağlanmamasındandır. Hz. Muhammed(s.a.a)’e ve O'nun temsili olarak imam Mehdi (as)'a bağlı olsaydı, modelini takip ederdi, liderini dinlerdi. Ve bu başıboşluktan kurtulurdu. Ne yazık ki sadece bu konu yani imam Mehdi’ye bağlı olma ile ilgili Hz. Muhammed (s.a.a)'in ortalama üç yüz tavsiyesi varken halen çok duyarsız, ilgisiz ve sorumsuz. Her konuya olduğu gibi bu müjdeye de. Her ilahi emre itaati suistimal ettiği gibi, imam Mehdi(as)'ye itaati de suistimal etti. Hâlbuki lidere inanmak ve itaat etmek; bağlılık, sorumluluk, mutluluk ve disiplin getirir. En önemlisi de artık o toplumun hayalleri vardır.! Şimdi düşünelim. Bu hayallerimizi kırmak kimlerin menfaatine yarar? İmam Mehdi inancını sarsmak kimlerin işine gelir? Emeviler’in, Abbasiler’in döneminde her grup, kendi hilafetini isterken tabi ki Mehdi inancını yalanlamak için her türlü hileye başvuracaklardır. Yahudi ve Hıristiyanlar ise kendi dinlerini tahrif ederken, senin dinine mi saldırmayacaklar mı? Materyalistler,  Oryantalistler gibi gruplar da iman etmemişler ki dini bozmaktan endişe etsinler. Duruşunu bozan, dünyaya dalmış sözde inananlar da zaten beklentileri ve hayalleri farklıdır artık… Tabii ki bu inancı kabullenemezler. Onlar yaratıcılarına bile muhalefet ederlerken, Resullerine mi sadık olacaklar? Hâl bu iken, neden onların nazarları dikkate alınır? Bunu, bir daha düşünelim.  Bu yüzden inananlar uyanık olmalıdırlar. Ümmet için değerli olan organlarını yok etmeye çalışanlara prim vermemelidirler. Onların oyunlarına düşmemelidirler. Tarihi kırılmaları tespit etmeli, neyin üzerinden dinlerini öğrendiklerine dikkat etmelidirler. Sistemlerin dini olamaz. Bunu kabul etmemelidirler. Tarihsel alışkanlık ve ezberlerini bozmalıdırlar.  Vahiy ışığında durmalı ve peygamberlerine sadık olmalı inandım diyenler. Olabilir yanlıştayız. Ama yanlışlıkları savunmak daha büyük gaflettir. Unutmamak gerekir. Biz yalnızca kendi nefsimizi düşünmemeliyiz. Bazı sorunların tedavisi için toplumsal ıslaha da ihtiyacımız var. Bu nedenle değerlerimiz ile ilgili hiçbir ayrıntı basit değildir. “Olsa da olur, olmasa da”  gibi düşünmemeliyiz. Gerçekler ellerimizin altında iken gaflet ve boşlukta olmak... Paramparça olmak ve her bir tarafa dağılmak... Yaşadığımız çalkantılar ve çelişkiler yetmez mi? Kaosa doymadık mı? Tedaviyi uzaklarda aramak ve çeşit çeşit tedavi denemelerinde bulunmak yormadı mı bizi? Artık ilahi öğretiye gelelim. Kendi isteklerimizi değil, ilahi isteği duyalım, bu bizim lehimize. Ve, ve çağımızın imamı olan imam Mehdi(as)’nin ve O'nun yolunda olan inananların sesini duyalım artık. Ki O, geldiğinde taraftarlığımızı gösterebilelim. Ve bu süreç içinde kendimizi boşluğa bırakmayalım. Hayallerimiz var. Kendimize ait bir dünyamız. Yüce Allah’ımız da demiyor mu; “ önce gir kullarımın arasına, sonra da cennetime”. Sizce bunu başarmak için bir imama ihtiyacımız yok mu?

Hele bir de O'nu, Resul müjdelemişken. Bize düşen ise; Ona uygun, Ona layık bir cemaat olmak...  İmam Mehdi (as) hepimizin ümididir ve ben O’nu bekleyenlerdenim. Salât ve selam olsun O’na ve O’nun arkasında duracak olanlara.

0 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

ET-TAHİR

İFTAR, KADER VE İMAM Fe- ta-re harflerinde oluşan bir kavramdır. Anlamı uzunlamasına yarılmaktır. Kimi zaman bozmak, kimi zaman da düzenlemek yoluyla olur. Bu fiilden oluşan kavramlardan biri de fıtr

bottom of page