top of page

İMAM RIZA’YA(AS) MERAK EDİLEN SORULARDAN BİRİ SORULDU

Yazar: ADMİN_İM

Kategori: EHLİ BEYT'İN MEKTEBİNDEN DAMLALAR, GENEL


İmam Ali Rıza (a.s) şöyle buyurdu:

“Eğer birisi “Allah’ı, peygamberlerini, hüccetlerini ve Allah katından gelenleri ikrar etmeyi Allah neden emretti?” diye soracak olursa, şu cevap verilir:

“Bunun birçok sebebi vardır. Bunlardan birisi şudur ki Yüce Allah’ın varlığını ikrar etmeyen kişi, ona karşı gelmekten ve büyük günahları işlemekten geri durmaz. Bozgunculuk ve zulüm konusunda nefsinin arzuları ve şehvetlerini, birisinin gözlemlediğini düşünmez. İnsanlar bunları yaparlarsa ve her insan, kimsenin gözlemlemediğini düşünerek istediği ve arzuladığı her şeyi yaparsa, tüm insanların durumları bozulur ve birbirlerine kastederler. Böyle olduğunda ırzları ve malları gasp ederler, kanları ve kadınları mubah görürler, haksız yere ve hiçbir suç olmaksızın birbirlerini öldürürler. Bu şekilde dünya harap olur, insanlar helak olur, ekinler ve nesiller bozulur. Bir başka sebep de şudur ki Yüce Allah, hikmet sahibidir.

Bozgunculuğu ya[1]saklamayan, düzeni emretmeyen, zulümden alıkoymayan ve günahlardan sakındırmayan birisi, hikmet sahibi değildir ve hikmetli olarak nitelendirilmez. Bozgunculuğun yasaklanması, düzenin emredilmesi ve günahlardan sakındırılması ise ancak Allah’ı ikrar edip emredeni ve yasaklayanı tanıdıktan sonra olur.

Zira insanlar, Allah’ı ikrar etmeden ve tanımadan bırakılsalar; bir ıslah emri ya da bir yanlışlıktan sakındırma görülmezdi. Çünkü emreden ya da sakındıran birisi olmamış olurdu. O zaman bozgunculuk yasaklanmamış, ıslah emredilmemiş ve günahlardan sakındırılmamış olurdu. Sebeplerden birisi de şudur ki biz, insanların gizli yerlerde, diğer insanların göremedikleri konularda günah işlediklerini görüyoruz. Dolayısıyla Allah’ı ikrar edip gaypta ondan korkuluyor olmasaydı, şehveti ve iradesiyle baş başa kalan hiç kimse, birisinin gözetiminde olmadığını düşünerek bir günahı terk etme yoluna gitmeyecek, haram ve büyük günahlara girmekten geri durmayacaktı. Zira o amelinin insanlardan gizlendiğini görecek ve birisinin gözetiminde olmadığını bilecekti. Böyle bir durumda ise tüm insanların helaki söz konusudur. Şu durumda insanların düzeni ve maslahatları, ancak her şeyi bilen ve her şeyden haberdar olan, gizli saklı her şeyi gören, iyiliği emredip kötülükten sakındıran, hiçbir şeyin kendisine gizli kalmadığı birisinin varlığını ikrar etmekle mümkün olabilir. Böylece insanlar, baş başa kalacakları türlü kötülük ve günahlardan sakınabilirler.

Eğer birisi “Neden Allah’ın bir ve tek olduğunu ikrar etmek ve bilmek gerekli olsun?” diye soracak olursa, şu cevap verilir: Bunun birçok sebebi vardır. Bu sebeplerden birisi şudur ki bunu ikrar etmeleri ve bilmeleri gerekli olmasaydı, iki ya da daha fazla yöneten olduğunu düşünmeleri caiz olurdu. Bunu düşünmeleri caiz olursa, kendilerini yaratanı diğerlerinden ayırt etmeleri mümkün olmazdı. Çünkü her bir insan, belki de kendisini yaratandan başkasına tapıyor, kendisine emredenden başkasına itaat ediyor olabilirdi ve bunu bilemezdi. Bu durumda kendilerini hakikaten var eden ve yaratan Allah’ı bilemezlerdi. Hiçbir emredenin emri ya da yasaklayanın yasağı da belirlenmezdi. Çünkü emredenin tam olarak kim olduğu bilinmez, yasaklayan da başkalarından ayırt edilmezdi. Bir başka sebep de şudur ki iki olmaları doğru olsaydı, ortaklardan birisi diğerinden daha fazla ibadet ve itaat edilmeyi hak ediyor olmazdı. Diğer ortağa itaat edilmesinin caiz olmasının anlamı, Allah’a itaat edilmemesinin caiz olmasıdır.

Allah’a itaat edilmemesinin caiz olmasının anlamı ise Allah’a, tüm kitaplarına ve peygamberlerine kâfir olmak, her batılı hak görmek, her hakkı terk etmek, her haramı helal, her helali haram etmek, her günaha girmek, her itaatten çıkmak, her yanlışı mubah görmek ve her hakkı iptal etmektir. Bir başka sebebi de şudur ki birden fazla olması mümkün olsaydı, iblis diğer bir ilah olduğunu iddia edebilirdi. Böylece Allah’ın her hükmünde Allah’a zıtlık eder, kulları kendisine yönlendirirdi. Böyle bir durumda ise kâfirliğin en büyüğü ve nifakın en şiddetlisi vardır. Eğer birisi “Neden Allah’ın benzeri hiçbir şeyin olmadığını ikrar etmek gerekli olsun?” diye soracak olursa, şu cevap verilir: Bunun birçok sebebi vardır.

Bu sebeplerden birisi, ibadet ve itaatte Allah’a yönelebilmeleridir; Rableri, yaratıcıları ve onları var edeni başka bir şeye benzeterek başkasına yönelmemeleridir. Bir başka sebebi de şudur ki Allah’ın benzeri hiçbir şeyin olmadığını bilmeselerdi ve Allah’ın başka bir şeye benzemesi doğru olsaydı, belki de babalarının dikmiş olduğu şu putları, güneşi, ayı ya da ateşi Rableri ve yaratıcıları olarak görebilirlerdi ve doğrusunu bilmezlerdi. Böyle bir durumda ise, bu rablerden kendilerine ulaşan haberler, emirler ve yasaklara göre yanlışlara düşülür, itaatlerin tamamı terk edilir ve günahların tamamına girilirdi.

Bir başka sebebi de şudur ki Allah’ın benzeri hiçbir şeyin olmadığını bilmeleri gerekli olmasaydı, diğer yaratılmışlarda olduğu gibi Allah’ın da acizlik, cehalet, değişkenlik, zeval, fanilik, yalan ve zulüm gibi özelliklere sahip olabileceğini düşünebilirlerdi. Bu gibi özelliklere sahip olan bir varlığın ise sona ermeyeceği bilinmez, adaletine güvenilmez, sözleri, emirleri, yasakları, vaatleri, uyarıları, sevapları ve cezaları hak olmazdı. Böyle bir durumda ise insanlar sapar ve rablık iptal olurdu.”

BİHARU’L ENVAR, C. 3, S. 27-28, H. 23



0 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page