top of page

İmam Hüseyin’e (sa) Ağlamak

Şehitlerin Efendisi İmam Hüseyin’e (sa) Ağlamak Peygamberimizin (saa) torunu, Hz. Ali (sa) ve Fatma’nın (sa) oğlu İmam Hüseyin’e (sa) ilahi hüccet olduğu için ağlamak ve matem tutmak hakkında birçok konu açıklanmıştır. Şimdi İmam Hüseyin (sa) için yapılan yas törenleri ve matemler hususunu (şahadetten önce, şahadetten sonra, öteki varlıkların ağlaması) başlıkları altında üç kısımda inceleyeceğiz:

A- Şahadetten Önce Nakledilen birçok rivayete göre; İmam Hüseyin (sa) dünyaya gelince, Cebrail (sa) Peygamberimize (saa) nazil olarak Hüseyin’in (sa) şehit olacağını bildirmiştir. Bundan dolayı Peygamberimiz (saa), babası Ali (sa) ve annesi Fatma (sa) onun şahadeti için dünyaya geldiği ilk gün ağlamışlardır. Şimdi birkaç örnek açıklamak istiyoruz:

1- Peygamberimizin (saa) Ağlaması Peygamberimizin (saa) eşi Aişe şöyle nakletmiştir: Allah’ın Rasulü (saa) kendisine vahiy nazil olan evde idi. Bana içeriye hiçbir kimsenin girmemesini emretti. Çocuk yaşta olan Hüseyin içeri girdi. Allah Rasulü’nün (saa) yanına gitti. Cebrail (as) Peygamberimize (saa) şöyle söylemişti: Bu çocuğu, senin ümmetinden olan kişiler Irak bölgesinde öldürmedikçe zaman bitmeyecek. Sonra Allah Rasulü (saa) ağladı. Ancak Cebrail (sa) şunları ekledi: Ağlama, Allah yakında onlardan, siz Ehli-Beyt’ten olan Kaim (Mehdi) vesilesiyle intikam alacaktır.[1] İmam Bakır (sa) şöyle buyurmaktadır: Allah’ın Rasulü (saa), Hüseyin (sa) kendisinin yanına geldiği zaman onu kucaklayarak öper ve ağlardı. Sonra şöyle buyururdu: Yavrum! Ben, sana vurulacak olan kılıçların yerlerini öpüyorum.[2]

2- Ali’nin (sa) Ağlaması İbni Abbas şöyle söylemektedir: Ben, Sıffın savaşına giderken Ali (sa) ile birlikte idim. Ninova (Kerbela)’dan geçerken Ali (sa) çok ağladı. Ağlaması, gözyaşları sakalını ıslatacak kadar uzun sürdü. Biz de, Ali’nin (sa) sesinden dolayı ağlamaya başladık. Sonra Ali (sa) şunları ekledi: Vay! Vay! Ben, Ebu Süfyan’ın soyuna ne yaptım? Bu bölgede ben ve Fatıma’nın (sa) çocuklarından olan on yedi kişi şehit olacaktır ve toprağa verilecektir.[3]

B- Şahadetten Sonra İmam Hüseyin’in (sa) şahadetinden sonra Masum İmamlar (sa) tarafından yapılan yas törenlerinin ve ağlamanın çok geniş bir öyküsü bulunmaktadır. Ancak bu makalede fırsatımız kısıtlı olduğu için sadece bir örneği özet olarak aktaracağız:

1- İmam Zeynel Abidin’in (sa) Ağlaması Kerbela’da İmam Hüseyin’e (sa) dokunan musibetleri gören ve yirmi üç yaşında olan dördüncü İmam, bu korkunç olaydan sonra hayatta olduğu sürece (yaklaşık otuz dört yıl) her zaman babası ve ailesi için ağlardı, matem tutardı. İbni Şehri Aşub şöyle yazmaktadır: İmam Zeynel Abidin (sa) su içmek için eline bardak aldığı zaman ağlardı. Nitekim gözyaşlarının çokluğuyla kırmızılaşan gözlerinden dolayı, bardak da kırmızılaşırdı. İnsanlar, onu teselli etmek istedikleri zaman ise, onlara şöyle buyururdu: Nasıl ağlamayayım? Çünkü yırtıcı kuşlara ve vahşi hayvanlara serbest olan su, babama yasak edilmişti.[4]

2- İmam Bakır’ın (sa) Yas Tutması Alkame Bin Muhammet Hazremi şöyle rivayet etmektedir: İmam Bakır (sa), Hüseyin Bin Ali (sa) için matem tutar ve ağlardı. Evinde olan kişilere de (takiye çerçevesi içinde) ağlamalarını emrederdi. Böylece İmam’ın evinde yas töreni düzenlenmiş olurdu. Onlar da, İmam Hüseyin’e (sa) dokunan musibetten dolayı birbirlerine başsağlığı dilerlerdi.[5]

3- İmam Sadık’ın (sa) Yas Tutması Abdullah Bin Senan şöyle söylemektedir: Bir Aşura günü, İmam Sadık’ın (sa) yanına gittim. İmamı rengi atmış, çok üzgün ve gözyaşları gözünden inci taneleri gibi dökülür bir halde gördüm. Bunun nedenini sordum. İmam şöyle buyurdu: Yoksa ceddimiz İmam Hüseyin’in (sa) böyle bir günde şehit olduğunu bilmiyor musun?[6] İmam Sadık (sa) “Ebu Harun Mekfuf”a mersiye okumasını emreder. Mersiyeyi okuyunca İmamın şiddetli bir şekilde ağladığını görür. Sonra İmamın ağlama seslerinden dolayı perde arkasında olan kadınlar da ağlayarak seslerini yükseltmeye başlarlar. Bir süre sonra İmam (sa) şöyle buyurur: Kim, Hüseyin (sa) hakkında bir şiir (mersiye) okur, kendisi ağlar ve on kişiyi de ağlatırsa cennet ona farz olur.[7]

4- İmam Musa Kazım’ın (sa) Ağlaması İmam Rıza (sa) şöyle buyurmaktadır: Babam İmam Musa Kazım (sa) Muharrem ayı geldiği zaman sürekli üzgün olurdu. Aşura geçinceye kadar asla gülmezdi. Aşura günü de, onun ağlama ve yas günüydü. O, şöyle buyururdu: Bu gün, Hüseyin’in (sa) öldürüldüğü gündür.[8]

5- İmam Rıza’nın (sa) Matem Tutması İmam Rıza (sa) şöyle buyurmaktadır: Muharrem ayı cahiliyet döneminde saygı duyulan bir aydı. İnsanlar bu ay içinde savaşmaktan kaçınırlardı. Ancak düşmanlar aynı ay içinde bizim kanımızı döktüler. Saygınlığımızı ayaklar altına alıp çiğnediler. Kadınlarımızı ve yakınlarımızı esir aldılar. Çadırlarımızı yaktılar. Mallarımızı yağmaladılar. Peygamberin (saa) bizim hakkımızda yapmış olduğu öğüte hürmet göstermediler. Hüseyin’in (sa) günü (aşura günü) göz kapaklarımızı yaraladı. Gözyaşlarımızı döktü… Ağlayanlar, Hüseyin (sa) gibi bir kimseye ağlamalıdırlar. Çünkü ona ağlamak büyük günahları yok eder.[9]

6- İmam Mehdi’nin (sa) Ağlaması Allame Meclisi’nin, Ziyaret-i Aşura Hazret-i Seyyid-uş Şüheda başlığı ile zikrettiği ve Muhaddis Kummi’nin aynı ziyaret duasını Ziyaret-i Nahiye-i Mukaddese adıyla rivayet ettiği bir nakil içinde, yas tutma konusunda birçok konu bulabilmekteyiz. Allame Meclisi bu ziyaret duasını, Şeyh Muhammet Bin Cafer Bin Ali Meşhedi Hairi’nin kitabı El-Mezar-ul Kebir’den nakletmiştir. Allame Hacı Ağa Bozork-i Tahran-i ve Muhaddis-i Nuri hicri altıncı yüz yılda yazılmış olan adı geçen kitabı ve on beş güvenilir rivayetçiyi muteber olarak nakletmişlerdir.[10] Adı geçen kitapların yapmış olduğu rivayete göre; İmam Mehdi (sa), İmam Hüseyin’e (sa) hitap ederek şöyle söylemektedir: Ey aziz ceddim! Günler beni ertelemiştir. Sana yardım etmeye koşamadım. Düşmanlarınla savaşamadım. Ancak sabah akşam senin için ağlamaktayım. Sana olan hasretimden dolayı, senin için gözyaşı yerine kan ağlamaktayım.

C- Öteki Varlıkların Ağlaması Bazıları sadece insanların üzüldüklerini ve ağladıklarını sanmaktadırlar. Ancak öteki varlıkların da üzüldükleri ve ağladıkları bir gerçektir. Elbette her varlık kendi yaratılış özellikleriyle üzülmekte ve ağlamaktadır. Şimdi birkaç tane örnek sunacağız:

1- Meleklerin Ağlaması Hicri dördüncü yüz yılın büyük hadisçisi ve fakihi Cafer Bin Muhammet Bin Kavleviye “Buka-ul Melaike Ala Hüseyin Bin Ali/Meleklerin Hüseyin Bin Ali’ye Ağlamaları”  adı altında bir bab açarak güvenilir rivayetçilerden yirmi rivayet nakletmiştir. Bunlardan birinde İmam Sadık (sa) şöyle buyurmaktadır: Niçin İmam Hüseyin’in (sa) kabrini ziyaret etmeye gitmiyorsunuz? Kuşkusuz dört bir melek kıyamet gününe kadar onun kabrinin başında ağlayacaktır.[11]

2- Güneşin Ağlaması Cafer Bin Muhammet Bin Kavleviye şöyle nakletmiştir: İmam Sadık (sa) Zürare’ye hitap ederek İmam Hüseyin’in (sa) şahadeti konusunda şöyle buyurmuştur: Güneş, tutularak ve kırmızılaşarak kırk sabah ağlamıştır…[12] Görüldüğü gibi; genişin ağlaması, tutulmak ve kırmızılaşmak şeklinde gerçekleşmektedir.

3- Gökyüzünün ve Yeryüzünün Ağlaması İmam Musa Kazım (sa) şöyle buyurmaktadır: Mümin öldüğü zaman, melekler ve yeryüzü ona ağlarlar.[13] İmam Sadık (sa) şöyle buyurmaktadır: Yeryüzü, gurbette ölen bütün müminlere ağlar. Peygamber Efendimiz (sa) şöyle buyurmaktadır: Lut Peygamberin (as) kavmi kadınları bırakıp erkeklere gidince; yeryüzü Rabbine (şikâyette bulunup) şiddetle ağladı. Nihayet gözyaşları gökyüzüne ulaştı. Gökyüzü de şiddetle ağladı. Nihayet gözyaşları arşa ulaştı. Yüce Allah, gökyüzüne “Onları taş yağmuruna tut.” diye emretti. Yeryüzüne de “Onları yut, yok et.” diye emretti.[14] Sonuç olarak, gökyüzünün ve yeryüzünün kendileri için ağladığı beş konu da; insani bir facia, ilahi yasaya karşı gelme, yaratılış düzenine ve insan fıtratına cesurca karşı gelmedir.

4- Her şeyin Ağlaması Kur-anı kerim birkaç ayette; her şeyin hatta cansız varlıkların bile yüce Allah’ı tesbih ettiğini vurgulayarak etkilenme konusunun yalnızca canlılar dünyasını değil, cansızlar dünyasını da kapsadığını bildirmektedir. Eğer zikredeceğimiz ayetlere biraz dikkat edersek konunun anlaşılmasını kolaylaştıracaktır. Rabbimiz şöyle buyurmaktadır: تُسَبِّحُ لَهُ السَّماواتُ السَّبْعُ وَ الْأَرْضُ وَ مَنْ فيهِنَّ وَ إِنْ مِنْ شَيْ‏ءٍ إِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ وَ لكِنْ لا تَفْقَهُونَ تَسْبيحَهُمْ إِنَّهُ كانَ حَليماً غَفُوراً.[15] Yedi gök, yeryüzü ve bunların içinde olan kimseler, Onu tesbih ederler. Onu övgü ile tesbih etmeyen hiçbir şey yoktur. Ama siz onların tesbihlerini anlamazsınız. Muhakkak ki O Halîm’dir, Ğafûr’dur.[16] Bu konuya, Haşr/24, Cuma/1, Teğabün/1 gibi ayetlerde de değinilmiştir. Kur-anı kerimin,  bütün varlıkların tesbihi konusundaki açıklamasını göz önünde bulundurarak; “Her şey, İmam Hüseyin (sa) için üzülür ve kederlenir.” konusunu da düşünmek, o kadar uzak bir olasılık olmayacaktır. Çünkü takdis ve tesbihi anlayamamak, onun var olmadığı anlamına gelmemektedir. Cafer Bin Muhammet Bin Kavleviye Kummi “Buka-u Cemi Ma Halaka Allah-u Ala Hüseyin Bin Ali/Allah’ın Yarattığı Şeylerin Hepsinin İmam Hüseyin’e Ağlaması” başlığı altında yedi rivayet nakletmiştir. Bu rivayetlerden birinde İmam Bakır (sa) şöyle buyurmaktadır: İnsanlar, cinler, kuşlar ve vahşi hayvanlar Hüseyin Bin Ali’ye (sa) ağlamışlar ve gözyaşı dökmüşlerdir.[17] Başka bir rivayette de İmam Ali (sa) şöyle buyurmaktadır: Anam babam, Kufe yakınlarında şehit olacak olan Hüseyin’e feda olsun. Allah’a yemin ederim ki; vahşi hayvanların, onun kabrine çekik boyunlarıyla matem içinde sabah akşam ağladıklarını ve inlediklerini görüyorum. Vahşi hayvanlar böyle iseler, sakın siz merhametsizlik etmeyin.[18] [1] Bihar-ul Envar: 36/349 [2] Kamil-uz Ziyarat: 63, Bihar-ul Envar: 44/251 [3] Bihar-ul Envar: 44/253 [4] Menakıb: 3/303, Bihar-ul Envar: 46/109 [5] Vesail-uş Şia: 10/398 [6] Sefinet-ul Bihar: 2/196 (Maddei Aşer), Bihar-ul Envar: 98/309 [7] Kamil-uz Ziyarat: 104 [8] Vesail-uş Şia: 10/394 [9] Bihar-ul Envar: 44/284 [10] Zeriat-u İla Tesanif-iş Şia: 20/324, Mustedrek-ul Vesail: 3/368 [11] Kamil-uz Ziyarat: 83 [12] Kamil-uz Ziyarat: 81 [13] Usul-i Kâfi: 1/38, Tefsiri Nur-us Segaleyn: 4/629 [14] Sevab-ul Amal: 314, Bihar-ul Envar: 12/162 [15] İsra: 44 [16] İsra: 44 [17] Kamil-uz Ziyarat: 79-80 [18] Kamil-uz Ziyarat: 79-80

MAHMUT ACAR

0 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

TARKAN, GEÇÇEK VE GELECEK Sosyal medya da gündeme oturan Tarkan’ın “geççek” klibini merak ettim, ben de izledim. Evet başarılı bir klip olmuş. Tarkan’ın hakkını iyi vermek gerek. Güzel sunmuş. Ancak b

MİRAÇ VE HİBETULLAH Zer âleminde Resulullah’ın (saa) tüm insanlar ve seçkinler arasında en seçilmiş kişi olduğunu biliyoruz. O gün sorulan tüm sorulara Resulullah(saa), tüm insanlar arasında en hızlı

bottom of page