İMAM HÜSEYİN (AS)'E BİR MEKTUP DAHA...
Bugün içim gam yüklü, seni düşünüyorum. O yüce ruhunu ve feda ettiklerini, iki damla gözyaşıyla ruhumu serinletiyorum. Sen ise kurak çöllerde, kuru bir dimakla hakkı ayakta tutmak adına mücadeleni veriyorsun. Seni düşünürken kalbim sıkışıyor, sen ise parça parca olan bedeninle ulvi bir yükseliş yaşıyorsun. Ben nefsinin altında ezilen ruhumun acısını, sen ise gerçekten kırılan kemiklerinin arasında Rabbine kavuşma hazzzını yaşıyorsun. Ağlıyor daha da şidďetli ağlıyorum ama nafile, sen ise perdesiz baktığın Araf’taki makamına gülümseyerek selamlıyorsun Cebrail(as)’i. Yer- gök ağlarken, sen toza- toprağa belenen liğme liğme doğranan her bir parçanla yeryüzü yıldızları misali pırıl pırıl parlıyorsun, sonra o kupkuru topraklari turbet yapıyorsun. Hem islamı, hem imanı ayakta tutan kanın serap oluyor kerbubelaya... Ey secdegah, ey aşkın secdesi! Ziyaretine çağır beni. Kanlarını serap ettiğin o toprakları koklamak istiyorum. Küçücük kurbanına ninni söylemek , Rugeyye’ni nazlamak istiyorum. Zeyneb’inin sabrına tahammülüne ihtiyacım var. Buralarda üşüyorum . Ey Peygamber kokusu! Senin Aşk kokun ısıtır içimi ya Hüseyin! Asırlar sonra senin sesine “Lebbeyk ya Hüseyin!” demek istiyorum.