top of page

İLİM VE CEHALET

‘’ Andolsun, Davud'a ve Süleyman'a bir ilim verdik: "Bizi inanmış kullarından birçoğuna göre üstün kılan Allah'a hamdolsun." dediler. ‘’ (Neml/ 15)

‘’İşte böylece biz onu (Kur'an'ı) Arapça bir hüküm olarak indirdik. Andolsun, sana gelen bu ilimden sonra, onların heva (istek ve tutku)larına uyacak olursan, senin için Allah'tan ne bir yardımcı, dost, ne bir koruyucu vardır.’’ (Ra’d/ 37) Bizler Peygamber veya masum olmadığımız ve bize de herhangi bir ilim nazil kılınmadığı halde bize düşen görev nedir?

Cevap ilk nazil olan ayeti kerime, yani ‘’OKU’’. Bizler "Müslüman" olduğumuzu söylüyoruz. Ama birçoğumuz daha Kur’an-ı Kerim’i bile doğru düzgün okuyamıyoruz. Yıllardır kulaktan duyma bilgilerle dinimizi yaşamaya çalıştığımız için ne ayetlerde bize ne emredildiğinin farkındayız, ne de cahilliğimizin. En iyi yaptığımız şey ise onu bunu şunu eleştirmek.

İmam Ali (a.s) şöyle buyuruyor: ‘’İnsanlar bilmedikleri şeye düşman kesilirler.’’ (Nehc’ül Belağa 172. Hikmet s. 462) Evet bizim düşmanlıklarımız da bilmediğimizden kaynaklanıyor. Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyruluyor:

‘’Geceleyin secde ederek ve ayakta durarak boyun büken, ahiretten çekinen, Rabbinin rahmetini dileyen kimse inkâr eden kimse gibi olur mu? De ki: 'Bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? Doğrusu ancak akıl sahipleri öğüt alırlar.’ (Zümer 9) Şu anda dünyadaki gelişmeleri okuyamamamız, kim nerede kimin safında yer almış anlayamamamız araştırma gereği duymadan ön yargılı yaklaşımlarımızdan. Oysa öğrenmenin yaşı yoktur. Bir an önce bu durumumuzu sonlandırıp artıya geçmemiz gerekiyor. İmam Ali (a.s) yine şöyle buyuruyor:

‘’Ey Kumeyl! Bu kalpler bir çeşit kaplardır; en hayırlısı içindekini en iyi koruyandır. Sana söylediklerimi iyi belle ve aklında tut. İnsanlar üç kısımdır: Biri, rabbani âlim; diğeri kurtuluş yolu için ilim öğrenen öğrenci; geriye kalanlar ise her seslenene (bilmeden) uyan her esintiye kapılıp giden değersiz sineklerdir; ne ilim nuruyla aydınlanmışlar ve ne de sağlam bir desteğe sığınmışlardır. Ey Kumeyl! İlim maldan hayırlıdır; zira ilim seni korur; ama malı sen korursun. Mal harcandığında azalır; (ama) ilim harcandığında çoğalır; malın verdiği makam ve şahsiyet malın yok olmasıyla yok olur. Ey Kumeyl! İlim öğrenmek kendisiyle mükâfat verilecek bir dindir, insan hayatında onunla Allah’a itaat eder; ilim hâkimdir; mal ise mahkûmdur. Ey Kumeyl! Mal biriktirenler, diri oldukları halde helak olmuşlardır. Ama ulema, zaman (dünya) baki kaldıkça bakidirler. Bedenler yok olmuştur; ama söz ve eserleri gönüllerde mevcuttur…’’ (Nehc’ül Belağa, 147.hikmet, s.457)

Peygamberimiz (s.a.a) şöyle buyurmuştur: ‘’Şüphesiz ilim üç çeşittir: Muhkem ayet(inanç), doğru farz (ahkâm) ve ayakta duran sünnet(ahlak). Bunun dışındakiler ise üstünlüktür." Cehalet kelimesi Arapça ‘’cehl’’ veya ‘’ce-ha-le’ yani ‘’bilmeme, habersiz olma’’ kelimesinden gelir. Cahil bilmeyen, iş bilmez, bilgisiz, tecrübesiz anlamlarına da gelir. Halk arasında ise yol-yordam, ilim-irfandan haberdar olmayan anlamına gelir. Cahilin içinde bulunduğu duruma da cehalet denir. Cahillik hakkında İmam Ali (a.s) bakın neler buyuruyor:

‘’İnsandaki cahillik, bedeni yiyip bitiren hastalıktan daha zararlıdır.’’ ‘’Cahillik inatçı bir binektir; ona binen sürçer, yoldaş olan sapar.’’ ‘’Cahillik yok edici düşmandır.’’ ‘’Cahillik ayak sürçtürür ve pişmanlığı miras bırakır.’’ ‘’Şüphe yok ki siz, cahillikle asla bir ihtiyacınızı gideremez, hayırlı bir vesileye ulaşamaz ve onunla ahiretle ilgili bir konuyu idrak edemezsiniz.’’ ‘’Cahilliği ilimle geri çevirin.’’ ‘’Kişinin kendi ayıbını bilmemesi onun cahilliğine yeter.’’ ‘’Cahilliğin en son noktası, insanın cehaletiyle mutlu olmasıdır.’’ (Gureru’l Hikem, c.1, s.255-256-257258-259) Burada bir nokta önemli, cehalet de kısım kısımdır. Bir cehalet var ki bilgisizlikten kaynaklanır. Bunun tedavisi kolaydır. İnsan araştırır, öğrenir, kendini geliştirir. Bir cehalet var ki yanlış ve gereksiz bilgilerle donanmaktır. Hak ile batıl birbirine karıştırılır. Gerçek bilgiye ihtiyaç hissettirmez, bilgi tokluğu yaşatır.

İmam Ali (a.s) şöyle buyurur: ‘’Sözün hayırlısı faydalı olanıdır. Fayda vermeyen ilimde hayır olmadığını bil. Faydalanılmayan bilgi öğrenilmeye layık değildir. ( Nehc’ül Belağa, 31.Mektup). Bu tip cehaletin tedavisi de zor olup imkânsız değildir. Kişi önyargılarını bir kenara itip aklıyla hareket ederek araştırır, doğruyu yanlıştan ayırt edebilir. Bir cehalet daha var ki en zor ve en korkunç olanıdır. Buna pozitif cehalet de diyebiliriz. Burada kişi doğru bilgiyle donanmıştır ancak ilmiyle amel etmez. Nefsi aklına ve ilmine galip gelmiştir. Sözüyle ameli birbirini tutmaz. İlmi onu diğer cahillerden ayırt etmiyordur.

İmam Ali (a.s) bu konuda şöyle buyurur: ‘’İnsanların yaptığının aynını kendi de yaptığı halde kişinin bunu inkâr etmesi, onun cahilliğine yeter." Cahiller zümresiyle haşr olmamamız dileğiyle…

SEHER UMUT

0 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

TARKAN, GEÇÇEK VE GELECEK Sosyal medya da gündeme oturan Tarkan’ın “geççek” klibini merak ettim, ben de izledim. Evet başarılı bir klip olmuş. Tarkan’ın hakkını iyi vermek gerek. Güzel sunmuş. Ancak b

MİRAÇ VE HİBETULLAH Zer âleminde Resulullah’ın (saa) tüm insanlar ve seçkinler arasında en seçilmiş kişi olduğunu biliyoruz. O gün sorulan tüm sorulara Resulullah(saa), tüm insanlar arasında en hızlı

bottom of page