HZ. İDRİS (A.S)
HZ. İDRİS(AS) KİMDİR? “Kitapta İdris’i de an. Çünkü
-SEÇİLMİŞ BİR NEBİ İDİ.
-DOĞRU SÖZLÜ BİR KİMSEDİR.
-ÇOK SABIRLIYDI.
-SALİH KİMSELERDENDİ.
-YÜCE BİR MEVKİE YÜKSELTİLMİŞTİ.
-KENDİLERİNE NİMET VERİLMİŞTİ. Hz. İdris (as)’a 3 nimet verilen de denir. 1.nimet: Peygamberlik(Kâbil oğullarına gönderilmiştir.) 2.nimet: Hikmet (ince anlayış, her şeyi yerli yerine koyma) 3.nimet: Sultanlık (Adalet ve hakka dayanan) Hz. İdris’le ilgili olarak; Hz. Peygamber(s.a.a) miraç gecesinde semada Hz. İdris ile karşılaşmış, Cebrail (as)’ a “Bu kimdir” diye sormuş. Cebrail(as)’da “Bu İdris(as)’ dır. Ona selam ver.” Deyince Hz. Peygamber ona selam vermiştir. Hz. İdris selamla mukabele ederek “Hoş geldin, sefa geldin, salih kardeş, salih peygamber ”demiş ve hayır duaları etmiştir.”(Buhari) İdris (as) hakkında yapılan araştırmalar sonucu elde edilen bilgiler, kesin olmamakla birlikte şunlar da söylenebilir. Terzi olduğu, akşam olduğunda yeryüzünde ameli ondan daha sağlam kimsenin bulunmadığı(İbn Kesir Tefsirul Kur’an cilt-5), kendisine 30 sahife ve peygamberlik verilmesi, kalemle ilk yazan olması, hesap(matematik) ve astronomi ile uğraşması (Tefsirul Kebir 21, 223 ) onunla ilgili kayıtlardır. 72 dil konuştuğu da söylenir. Görünüşü ile ilgili birçok ilginç rivayetler başta peygamberler olmak üzere tüm tarihi öncülerin ve İdris (as)’ın da mesajlarını arka plana atmıştır, gölgelemiştir. İdris(as)’ı doğru tanımak, doğru okumak ve doğru anlamak gerekir. O ilim sahibiydi. İlim nedir? İlim insanın duyu organlarıyla elde ettiği veya Yüce Allah’ın vahiy yoluyla doğrudan doğruya gönderdiği, içinde zan ihmali bulunmayan yakini bilgidir. Bilgisizlik, bilginin zıddıdır. Bilim ise bilinenden gizlilik ve kapalılığın kalkmasıdır. İslam’a göre ilim ve hikmet müminin kaybolmuş malıdır; mümin yerine ve söyleyene bakmaksızın onu nerede bulursa alır. (İlim Çin’de bile olsa alın sözü çok manidardır.) Küfrün ne demek olduğunu bilen kimse kâfir olmaz. Şirkin ne demek olduğunu bilen başkalarını Yüce Allah’a ortak koşmaz. Yüce Allah’tan başkasına ibadet etmez. Bunun içindir ki Kur’an ‘ı Kerimde “Sakın cahillerden olma” (En’am/ 35) “ Kullar içerisinde Yüce Allah’tan ancak âlimler korkar “(Fatır/ 28) diye buyrulmaktadır. Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? İlim tahsil etmek maksadıyla bir yola giden kimseye Yüce Allah cennet yollarından açar. Melekler ilim ve tahsil edene karşı memnuniyetleri ve tevazuları sebebiyle kanatlarını yere sererler. Göklerde ve yerde olan her şey hatta balıklar, âlim için Yüce Allah’tan rahmet diler. Âlimin bilmeden ibadet eden kimseye üstünlüğü 14’dündeki ayın görünen diğer yıldızlara üstünlüğü gibidir. Âlimler peygamberlerin varisleridir. Peygamberler miras olarak sadece ilim bırakmışlardır. Kim ilmi almışsa büyük ve değerli bir şey almış demektir. İslam’da ilim, Yüce Allah’ın rızasını kazanmak ve amel etmek için öğrenilir. Peygamber Efendimiz(s.a.a) dualarından birinde şöyle dua etmiştir; ” YÜCE ALLAH’IM, BANA ÖĞRETTİKLERİNDEN BENİ FAYDALANDIR, BANA FAYDA SAĞLAYACAK İLİM ÖĞRET, İLMİMİ ARTTIR. FAYDASIZ İLİMDEN YÜCE ALLAH’A SIĞINIRIM.” Hz. İdris (as) kendisine gönderilen 30 sahife ile Kâbil oğullarını uyarmış ve onları Yüce Allah’a kul olmaya çağırmıştır. Kavmi onu dışlamış ve dinlememiştir.”Edanne“ ile yaptığı evlilikten “Metuşalah” adında bir oğlu olmuş ve ölümünden sonra, oğlu onun yerine geçmiştir.(Taberi Tarih 1. 169-173) Bazı rivayetlere göre kendisi, bazılarına göre de oğlu Kâbil oğullarına karşı ilk defa at ve silah kullanarak savaşmıştır. Ölümü ile ilgili bir bilgiye sahip değiliz. Kur’an’da Meryem suresinde geçen “Biz onu yüce bir makama yükselttik” ayetinde geçen “yüksek makam” ifadesinden Ona peygamberlik gibi yüce bir makam, bunun sonucu olaraktan elde edeceği cennet kastedildiği düşünülmektedir. Meryem suresinde O(İdris) ve diğer “Sabirun” elçilerden bahsedilirken “Onlara Rahman’ın ayetleri okunduğunda, ağlayarak secdeye kapanıverirlerdi.” der. Hz. İdris’in Güzel Hasletleri Hz. İdris’i yüce cennet makamına ulaştıran o’nun güzel hasletleriydi. NEYDİ BU GÜZEL HASLETLER?
İHLASI (YÜCE ALLAH’A VE DİNİNE OLAN SAMİMİYETİ)
MÜCADELESİ (TEVHİD MÜCADELESİYDİ)
TAKVASI (GÜNAHLARDAN UZAK DURMASI )
BU YOLDA HİÇBİR ŞEYDEN ÖDÜN VERMEYİŞİ (SABRI BUNUN KANITIDIR) Hz. İdris (as) bu makamı çaba ve zühd (ilim sahibi, çok ibadet eden) sonucu elde etmiştir. Gerek peygamberlerin gerekse onların soylarından gelen ve peygamberlerin yolunu izleyen salih kişilerin diğer en önemli özelliği şudur: “Rahman’ın ayetleri onlara okunduğunda, ağlayarak secdeye kapanıverirlerdi.” Bu kişiler son derece hassas tabiatlıydılar. Yüce Allah’ın ayetlerini duyduklarında içleri titrer, heyecanlarını kelimelere dökmekle dindiremiyor, gözleri yaşlarla doluyor ve ağlayarak secdeye kapanıyorlardı. İşte bu hassas kişilerden sonra öyle bir nesil geldi ki, onlar Yüce Allah’tan bütünüyle uzaklaştılar. Namazlarını bıraktılar ve inkâr ettiler. Arzu ve isteklerine uydular. Bu önceki nesil ile sonraki nesil arasında büyük farklılıklar belirdi. Aralarında hiç benzer taraf kalmadı. Bizlerin şimdiki durumu nedir. Kendimize dönüp soralım. Yüce Allah’ın ayetlerine karşı tutumumuz, davranışlarımız, hassasiyetlerimiz nasıldır? Kalbimiz tir tir titriyor mu? Gözlerimiz doluyor mu? Ya secde ve namaz… Kişi namazı bıraktığı zaman Yüce Allah ile arasında başka bir bağ kalmaz. Bu da eski peygamberlerin hepsinin ümmetlerinin ilk önce namazı bırakarak sapıtmaya başladıklarını ortaya koymaktadır. İşte böyle İdris (as) ölümünden sonra Kâbil oğulları sapıtma alanlarını genişlettiler. “ Bundan sonra ise namazı terk eden, arzularına uyan bir kavim geldi. İşte onlar azgınlıklarının karşılığıyla karşılaşacaklardır.” (Meryem 59). Hz. İdris’ten sonra oğlu Metuşulah tevhid mücadelesini sürdürmüştü. Metuşulah Azza ile evlenmiş, bu evlilikten Lamek adında oğlu dünyaya gelmişti. Lamek Kinuş-finuş isminde bir bayanla evlenmiş ve bu evlilikten Nuh (as) dünyaya gelmiştir. (İbnü’l-Esir El Kamil Fi’t-Tarih Tercemesi Cilt 1.) Hz. Nuh ile birlikte Tevhid- Adalet ve özgürlük mücadelesi yeni bir aşamaya geçmiş oldu.
“HAMD OLSUN YÜCE ALLAH’A!”
“HİÇ BİR TOPLUMU LİDERSİZ BIRAKMAMIŞTIR.”