top of page

HAYATIMIZIN FAY HATLARINA NE DEMELİ?

Işıklar gitmişti, bende umursamadım. Meğer ütünün fişi prizdeymiş. Saatlerdir ısınıyor. Prizde bir sorun olsaydı, ev yangın alanına dönebilirdi. Ya da koşa koşa merdivenlerden çıktım. Hızlı hızlı nefes alıp verirken hemen su şişesine koştum. Hızlı nefes alıp verirken su içtiğimde, kolaylıkla akciğerlerime kaçabilirdi. Ya da arı sokmasına alerjim var. Ancak köye gittiğimde alerji ilacını yanıma almamışım. Ya da elimi bıçak kesti. Tetanos aşısını yaptırmalıydım. Ancak bildiğim halde yaptırmak istemedim… Daha nice bunlar gibi tedbirler almadığımız, ihmal ettiğimiz alanlar var. Kurallardan uzak, gelişigüzel, kolaycı bir yaşam hoşumuza gidiyor. Kontrolsüz ve sorumsuz davranmak rahat geliyor kendimize... Ancak kendi tedbirsizliğimizle başkalarına veya kendimize zarar veriyorsak, başkalarına veya kendimize karşı cinayet teşebbüsünde bulunuyoruz demektir. Elbette her insan ölecektir ancak sorumluluk kendimize ait olmuş olacaktır… Bu zahir anlamda gerçekleşen faylardır. Peki, manevi boyutta kendimize yaptığımız tedbirsizlikler, kontrolsüzlükler ve gelişigüzel tercihler nelerdir? Örneğin bakış açımızın yanlışlığı ile başkalarına da açtığımız yanlış pencerelerden dolayı acaba kaç kişinin hayatını felç etmişizdir. Ya da gelişigüzel gıybetin kaç kişinin evliliğine hasar verdiğini, insanları birbirinden kopardığını biliyor muyuz? Ya da mesleğimizdeki yanlış adımlarımızın insanların hayatına neler taşıdığının farkında mıyız? Ya da kötü örnekliğimizle kendi çocuğumuzun ruhunda ne kadar derin yaraları açtığımızı düşünüyor muyuz? Ya da iyilikleri suiistimal ederek insanları nasıl yalnızlığa terk ettiğimizi, insanların içindeki iyilik tohumlarını nasıl yok ettiğimizi biliyor muyuz? Ya da hayatımızın üzerinde karar veren yanlış modellere alkış tuttuğumuzda, toplumu kimlerin kucağına sürüklediğimizi biliyor muyuz? Ya da haram lokmayı mideye indirdiğimizde, ruhumuzda ve karakterimize açtığı yaraların farkında mıyız? … Bunlar gibi yüzlerce fay hatları var hayatımızda… Evet, bu günlerde çok büyük deprem geçirdik. Hâlâ da devam ediyor… İnsanlar çok büyük acılar ve ıstıraplar içinde. Emin olun ki bu yaralar geçecek. İnsanlar bu acı tecrübeyi anılarında sümen altı bile edecekler… Yani bu büyük depremin açtığı yaralar bile iyileşecek… Ancak gelişigüzel, tedbirsiz ve sorumsuz bir hayatın getirdiği fay hatları hiç bitmeyecek… Ve faturaları her geçen gün daha kabarık, daha acımasız olacak… Bu, insanın başkalarını veya kendini katletmesinden daha beter bir durumdur. İnsanı hayata küstürür. Bin defa öldürür. En umutsuz duruma düşürür. İşkencenin en şiddetlisidir… Ne desek zayıf kalır. Bu tablolara tüm ifadeler, kifayetsiz kalır. O halde ne yapmalı? Başıboşluktan, gelişigüzellikten ve nefis konforundan çıkmadığımız sürece sorunlar bitmeyecek… Evet, ölüm herkes için haktır. Ancak ölümü en güzel yatırıma dönüştürebilirken, hayatımızı ve ölümümüzü heba ediyorsak, bu kendimize yaptığımız en büyük zülüm olur. Anlamsızca yaşıyor ve tükeniyorsak, bu en büyük gaflettir. Sorumluluk insanın kendisinindir. Kesinlikle zilleti yaşamasına rağmen bir de suçlu itham edilecektir. Kendimize bu zulmü layık görmek istemiyorsak, Rahman ve Rahim olan Rabbimize sığınmalıyız. Onun kuralları rahmet, adalet ve hikmet üzeredir. Bedenen ve ruhen her yönden kendimize iyi davranmamızın yolunu vadeder. Yegâne hidayet sahibi O’dur. Elbette bu yolun sağlam ve güvenilir modelleri de var. Hz. Muhammed(s.a.a) ve onun vasileri olan Ehl-i Beyt imamları bizlere kârlı bir hayatın yolunu apaçık gösterirler. Hayatın hedefi ve dayanağı Allah, yegâne önderleri Hz. Muhammed(s.a.a) ve Ehl-i Beyt olanın sırtı yere gelmez. Çünkü hayatını ve ölümünü nereye yatırması gerektiğini bilirler. Hayatları verimli, ölümleri mutlu olur. İnsanlar depremlerde her çeşit zarar görebilirler. Ancak en kötü ve en derin izler kalplerde açılan gediklerdir. Kalplerdeki hasar için insanların illa ki çok büyük deprem yaşamalarına gerek yoktur. Onlar zaten her daim en şiddetli çalkantıların içindedirler. Rabbimizden, yeryüzünün sekineti gibi kalplerimize de sekinet vermesini diliyorum. Diliyorum ancak bize düşen de adımlarımıza dikkat etmektir. Sorumlu bir hayata geçmektir.

ZEYNEP IŞIK



50 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

ağlasam

Muharrem..

bottom of page