top of page

EY HÜSEYİN CAN!

EY HÜSEYİN CAN! Yaşamak, bana acı veriyor. İçinde bulunduğun ızdırabı anlıyorum. Çünkü senin kadar derin hissedemesem de bazı şeyleri ben de fark ediyorum. Tağutların gölgesinde durmak çok acı... Dillerimizde “Lâ ilahe illallah” derken, tağutlara boyun eğmeyi ben de hazmedemiyorum. Ve bu anlayışı hazmedemeyen çok az insan görüyorum çevremde... Sapma dört bir yanımızı sarmış... Ayetler okunurken, ayetlere muhalefet etmek ve muhalefet edenleri seyretmek ne büyük çelişki... Peygambere salavat gönderirken, ona sadakat göstermemek ne büyük kaos... Güzel ahlak müslümanın asaleti iken, müslüman asaletini umursamaz olmuş... Sünnet terkedilmiş, inandığını söyleyenler kendi doğrularını sünnet olarak göstermiş... Senin yaşadığın gibi güvendiğimiz dağlara kar yağıyor. Bizde sırtımızı yoldaşım, gönüldaşım, kardeşim dediğimiz sözde müslümanlara dayayamıyoruz. Zan ile yürümek kolay, Hakikat ile yürümek çok zor olmuş... Cahille geçinmek kolay, Müslüman ile geçinmek güç olmuş... Aynı hedefe (Allah rızası) tutunmayanlar dost, aynı hedefe tutunanlar düşman olmuş... Erdemli insanlara cahil, ayak takımı olanlara saygı gösterilmiş... Ruhlara tanınan özgürlük yerini nefislere bırakmış... Prangalar nefislere vurulacağına, ruhlara, vicdanlara, kalplere vurulmuş... Toplumsal sorumluluk yerine benlik, bencillik oturmuş... “Bana ne!, Sana ne!” kelimesi gündemde olmuş... Bilgi, nefsi beslemeye devam ediyor... Bu arada nefis alabildiğine azıyor, güçleniyor... Kendini çok cesur ve cüretkar görüyor... Anlayacağın senin tariflediğin ve senin yaşadığın ızdırap bizim de başımızda... Söyle bana ne yapayım?.... Sen Hüseyin’sin, zillete boyun eğmezsin! Direniş ve diriliş adına benim öğretmenimsin! Ey Hüseyin can, Canım Hüseyin! Bütün canlar senin yolunda... Senin gözünden akıtılan bir damla gözyaşına, annem, babam ve evladım feda... Senden akıtılan bir damla kana bu dünya feda... Senin incinen o kalbinin bir sızıntısına bu âlem feda... Söyle bana ne yapayım? Sen bu belaları çekerken, seni anmak mı benim payıma düşen! Bu adaletsiz cahiller güruhunda sen kurban, ben seyirci mi olayım? Bunu kabullenmek ve kendimi yatıştırmak çok zor geliyor bana... Derin derin düşünüyorum ve ağlıyorum sana... Kalbim bana “Hüseyin için ağlamak yetmez” diyor... Ona kulak ver “O kadar hutbeleri boşuna değil. Dinle onu tüm kalbinle!” diyor... Vicdanım beni fırçalıyor... Kendini yenmelisin... Dinlemelisin, arkasından gitmelisin... Ama ne Kufe gibi, ne de Şam... Ne Mekke gibi, ne de Medine.... Yarenleri gibi gitmelisin... Onlar gibi sıdk, onlar gibi özgür, onlar gibi ışığın etrafında dolaşan kelebekler misali. Ömrünü ışığın etrafında tamamlayıp, ölmelisin. Zilletin kuşattığı karanlıklarda kaybolmak yerine, izzet peşinde ölmek! Ey Hüseyin, Can Hüseyin, Canım İmamım! Sen şahit ol ki kalbim seninle çarpmaktadır... Senin yolunu anlamak benim ahdimdir! senin ıstırabını dindirmek benim vefamdır ! Sen Allah’ın hücceti! Sen Resulün vasisi! Sen benim baş tacımsın! Resul(s.a.a)’den sonra gelen 3. imamımsın! Selam olsun sana... Doğduğun güne ,yaşadığın günlere , şehid olduğun güne. Hürmetle ve hasretle ellerinden öpüyorum...

Çok Uzakta Olan Bir Yarenin.

0 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

TARKAN, GEÇÇEK VE GELECEK Sosyal medya da gündeme oturan Tarkan’ın “geççek” klibini merak ettim, ben de izledim. Evet başarılı bir klip olmuş. Tarkan’ın hakkını iyi vermek gerek. Güzel sunmuş. Ancak b

MİRAÇ VE HİBETULLAH Zer âleminde Resulullah’ın (saa) tüm insanlar ve seçkinler arasında en seçilmiş kişi olduğunu biliyoruz. O gün sorulan tüm sorulara Resulullah(saa), tüm insanlar arasında en hızlı

bottom of page