top of page

CEVAP KERBELÂ’DA

“Şu dinlerini parça parça edenler ve kendileri de grup grup ayrılmış olanlar var ya, (senin) onlarla hiçbir ilişiğin yoktur. Onların işi ancak Allah'a kalmıştır...”

Enam süresi/ 159

İnsanların dinlerini parçalara ayırması sadece Hz. Muhammed (s.a.a)’ ten önceki döneme ait bir durum değildir. Nasıl ki ehli kitap sahipleri dediğimiz Hıristiyan ve Yahudiler, kendilerine inzal olunan dini parça parça ettiler, Hz. Muhammed (s.a.a)’in vefatının hemen akabinde Müslümanlar da dinlerini parçalamaya başladılar. Hz. Ali (as)’nin, Hz. Hasan (as)’ın, Hz. Hüseyin (as)’in ve diğer tüm Ehl-i Beyt imamlarının mücadelesi, hep dinin parçalanmasına ve gruplaşmaların oluşmasına karşı idi. Hz. Ali (as)’nin velayeti ve imametliğindeki sessizliğinin çığlığı bu idi. Dinin parçalanmaması ve Müslümanların arasındaki uçurumun daha da derine inmemesi idi. İslam çizgisini korumadaki direnişini hep metodik yaptı. Nechul Belağa kitabında bize gelen hutbelerine dikkat edin. Onun inananlara sitemlerine çok rastlarız. Çünkü onun dönemindeki mücadeleler çoğunlukta inandım diyenlerle olmuştur. Sebep inananlar inzal olunan din ile yaşayacaklarına, inananların her biri kendi çevresinde taraftar toplayarak yeni bir yol tuttular. Kendilerince yeni bir bakış açısı ürettiler. Ayet ve hadis ile sabit olmayan, delile dayanmaz nice prensipler ve teamüllerle ortaya çıktılar. Aynı akıbeti Hz. Hasan(as) da yaşadı. İmanın gücü yerine, gücün dini öne çıktı. Müslümanların dinden anladığı nefsanî istekler ve dünya sevgisi oldu. Kâbus tüm ümmeti sardı. Dert iktidar değil, dert ümmetin gidişatını korumak ve ilahi modelliği korumak idi. Sonunda düzenlerini bozan Hz. Hasan (as)’ı da şehit ettiler. İlahi sancağı Hz. Hüseyin (as) eline aldı.  Bu süreçten Hz. Hüseyin (as) de çok muzdarip oldu. Kerbelâ katliamından kısa bir süre önce Rasullullah (s.a.a) dedesinin başına geliyor. Ağlıyor. Ağlıyor. Ve ümmetinin gidişatının sitemini yapıyordu ceddi Resul (s.a.a)’e. Hz. Hüseyin (as) kardeşine bıraktığı vasiyetnamesinde de “ ceddim Resulullah’ın yolunu netleştirmek için yola çıkıyorum” diye belirtiyor. Cümlede geçen “ Resulün yolunu netleştirmek” dikkatimizi çekiyor. Acaba Resulün yolu bulanıklaş mıydı? Elbette ki… Resul’ün vefatı ile; uyuyan ejderha uyanmıştı. Ehl-i Beyt’e muhalefet ile kendini gösterdi. İlk ayrışma Hz. Ali (as)’ ye tepki göstermekle başladı. Burada dört grup oluştu. 1-      Hz. Ali taraftarı olanlar 2-      Hz. Ali’ye muhalefet edenler 3-       Her iki tarafı tutanlar 4-      Her iki tarafı tutmayanlar Birinci seçenek dışında kalan diğer üç seçenek taraftarları zaman ilerledikçe daha da parçalanmaya başladılar.  Yılmayan ve dimdik duran birinci seçenek, bu olup bitenleri yeniden Rabbani eğitime ve rızaya çağırdı. Ama duymadılar. Üzerine bir de tepkiler göstermeye başladılar. Hz. Resul’ün yaşadığı süreci sanki yeniden yaşıyorlardı. Nifak, hırs, asabiyet ve dünya sevgisi inananların göğsünü tamamen doldurmuştu. Gittikçe güçleniyorlardı. Güçlendikçe daha da zalimleşiyorlardı. Taraftarları her geçen gün çoğalıyordu. Buna paralel iman, ahlak, ilahi ilkeler, maslahat ve her değer fesada uğruyordu. İşte Hüseyin için söz ile tebliğin bittiği yerdi. Artık eylem ile tebliğin yapılması gerekiyordu. Bazılarının yaşadığı sahabelere, sahabe çocuklarına ve tabiinlere seslendi. Ama onlardan, onun çağrısına kimisi tepki gösterdiler, kimisi sessiz kaldılar, kimisi de hak verdiler ama destek vermediler. Çok az bir kesim onu onayladı ve onunla beraber yola çıktılar. İslam toplumunu silkelemek ve kendilerine gelmelerini sağlamak bu bir avuç müminlere düştü. Başlarında da imam Hüseyin (as). Hz. Hüseyin (as) kendi Ehl-i Beyt ve tabii olan diğer inananların toplamı 72 kişi ile yola koyuldu. İlahi rıza ve peygamber mirası için. İşte Kerbelâ vadisi bu katliama şahit oldu. Kerbelâ! Bir direniş günü… Bir uyanış günü… Nasıl bir hayat yaşamanın günü… İnandığı gibi yaşamanın kararlılığı… İzzet üzere yaşamak için ölesiye istemenin günü… O gün cennet yolunun yeniden açıldığı gündür. Çağlar boyu inanarak yaşamak isteyenlere meşale tutulduğu gündür. Tevhid üzere vahdetin ışıklarının yeniden yandığı gündür. İmam inananlara bunu yaptı. İmamet ve ümmet bilincinin yeniden dirildiği gündür. Parçalanan, saptırılan, örtülen inanç ve Risalet yolu yeniden parladı. Tüm şeytani ve nefsanî oyunlara ve zulümlere rağmen. Ya şimdi! Ya bizlere ne olacak şimdi? Parçalanan, saptırılan ve örtülen dinimize, hayatlarımıza, hayallerimize, geleceğimize… Cevap Kerbelâ’da.

0 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page