top of page

Bir anı

Bismillahirrahmanirrahim EN GÜZEL YARIŞMA Şaban ayının 15'i nihayet gelip çattı. Bugün zamanımızın imamı olan Hz Mehdi'nin (a.s) doğum günü idi. İmamımızın(a.s) varlığına duyduğumuz sevincimizi, O'na (a.s) olan sevgi ve bağlılığımızı göstermek için Bolu ilinin Gerede ilçesinde muhteşem bir ormanlık alana kutlama yapmaya geldik. Biz ve birkaç aile erkenden gittik. Çünkü konuklar gelmeden buranın düzenlenmesi ve süslenmesi gerekiyordu. İlk olarak iki devasa ağacın önüne ses sistemini kurdular. Ardından ağaçların dallarına ipleri gererek süsleri taktılar. Biz çocuklara da balon şişirmek kalmıştı. Bütün balonları şişirdik, onları da iplere astılar. Zaten etkileyici, yemyeşil bir doğası vardı, süslemeler de olunca baharın gelişi gibi canlılık kattı buraya. Sanki kuşlar da "Benim de bir katkım olsun." dercesine cıvıl cıvıl sesleriyle bizlere eşlik ediyordu. Ses sisteminin yanındaki masada hediyeler ve yarışma soruları vardı. Yarışma 10-14 yaş aralığındaki çocuklara yönelikti. Bilgi yarışması olacaktı. Babam ısrarla beni de bu yarışmaya kattı. Böyle yarışmalara katılmak hem unuttuğumuz bilgileri hatırlamamızı hem de araştırma yaparak yeni bilgiler öğrenmemizi sağladığını söylüyor babam. Gerçekten de bu yarışma için epey araştırma yaptık, çalıştık. Çok heyecanlıyım. Umarım heyecandan unutmam öğrendiğim bilgileri. Aklım masanın üzerinde bulunan zarfın içindeki sorulardaydı. Çok mu zordu acaba? Soruları çok merak ettim. Ama tabiki de bakmaya gitmedim. Kimsenin hakkını yemek istemem. Zaten programın sunuculuğunu yapacak olan Rahman ağabey, muhafız gibi başında bekliyordu. Konuklar yavaş yavaş gelmeye başladı. Ülkemizin pek çok şehrinden gelen vardı. Kimisi uzak illerden kimisi yakın illerden geldi. Bu kadar insanı dört bir yandan bir araya getiren İmamımıza (a.s) duydukları sevgiydi. Bu sevgi, insanların kenetlenmesini sağlamıştı. Herkes getirdikleri kilimleri çimenlerin üzerine serdiler, kilimlere oturdular. Oldukça kalabalıktı. Programın başlama saati geldi. Hasan ağabey, mikrofonu eline aldı, besmele çekerek başladı konuşmaya. Peygamber efendimizin (s.a.a) ismi anıldığında herkes hızla ayağa kalktı ve yüksek sesle salavat çekti. Ormanlık alan salavat sesleriyle yankılandı. O an tüm dünya peygamberimize (s.a.a) selam veriyormuş gibi hissettim ve içim huzurla doldu. İnanılmaz bir duyguydu. Arkadaşlarımın gözlerine baktığımda onlarla aynı duyguyu taşıdığımı düşündüm ve mutlu oldum. Az önceki ormanı inleten sesin yerini sessizlik almıştı. Herkes program için dikkat kesilmişti. Ali Rıza hoca Kuran-ı Kerim'den ayetler okudu, okuduğu ayetlerin anlamını açıkladı. İsmini bilmediğim başka bir hoca ise İmamımızı beklerken nasıl davranmamız gerektiğini açıkladı. Bu konu ilgimi çekti. Bizler imamımızı (a.s) şu an görmüyoruz ama O'nun (a.f) yaptığımız amellerimizden haberi var, bizleri tanıyor. Güzel ameller yaparak, inancımızı koruyarak O'nun gelişi için yardımcı olabiliriz. Kim bilir belki "İmamı Zaman yardımcıları" diye bir ekip bile kurabiliriz arkadaşlarımla. Bu hayale o kadar dalmıştım ki, çocuklardan oluşan bir koronun sesiyle kendime geldim. Koroda arkadaşım Ahmet de vardı. O da coşkuyla ilahilerini seslendiriyordu. Bütün konuklar koroya alkışlarla eşlik etti. Sırada bilgi yarışması vardı. Yarışmaya katılacak olan bütün çocuklar ayağa kalktı. Pek çok kişinin yarışmaya katıldığını görünce afalladım. Kalbim küt küt çarpmaya başladı. Katılımcı sayısı epey olduğu için iki bölüme ayırmışlar. Ben birinci bölümde yer alıyordum. Birinci bölümde 10 çocuk vardı. Her birimizi belli mesafede oturtarak ellerimize çubuklu bir pankart, kalem ve silgi verdiler. Toplam 5 soru sorulacaktı. İlk soruyu bilemeyenler elenecekti. O yüzden ilk soruyu bilmem gerekiyordu. Hasan ağabey, mikrofonu eline aldı ve güçlü sesiyle ilk soruyu sordu. İlk soru Hz. Mehdi'nin (a.s) hangi şehirde doğduğuydu. Bu sorunun geleceğini tahmin etmiştim. Ben hızlıca yazdım. O esnada babamla göz göze geldim. Babamın yüzündeki tebessüm heyecanımı biraz hafifletti. Pankarta Samerra şehrini yazdım. Cevabım doğruydu. Ama dört kişi bilemediği için elendi. Artık 6 kişi kalmıştık. İmamımızın (a.s) bu şehirde kutlu doğumu gerçekleşmiş. Samerra şehri asırlar önce müslümanların önderini bağrına basmış, pek çok olaya şahitlik etmiş. Belki bu şehrin de bizim gibi özlem doludur içi. İkinci soru ise uzun ömürlü olması nedeniyle hangi peygamberle benzerlik gösterdiği idi. Ben kendimden emin bir şekilde yine yazdım. Cevap Hz. Nuh idi. Bu soruyu da beş kişi bilmiştik. Yarışma çekişmeli gidiyordu. Onlar da benim gibi çok çalışmış olmalı. Üçüncü soru, imamımıza (a.s) bağlılığımızı yenilemek üzere yapılan duanın ismiydi. Geçen gece ailece okumuştuk. Ama adını bir türlü hatırlayamadım. Gözlerim dolu dolu oldu. Cevap yazamadım. Süre bitti. Sadece bir kişi pankartını kaldırabildi. Cevap Ahd duası imiş. Hatırlamıştım. "Allah’ım! Ben bugünün sabahında ve yaşadığım sürece onun üzerimdeki ahdini, akdini ve biatini yeniliyorum. Hiçbir zaman ondan vazgeçmeyeceğim ve onu zail etmeyeceğim. Allah’ım! Beni onun ensarından ve yardımcılarından, onu savunanlardan, hacetlerini yerine getirmeye koşanlardan, emirlerine itaat edenlerden, onu himaye edenlerden, isteği doğrultusunda diğerlerinden öne geçenlerden ve huzurunda şahadete erişenlerden eyle!" İsmini hatırlayamadım ama duanın bu kısmını hiç unutmuyorum. Bir kez daha kendime söz verdim ki İmamın (a.f) yolundan vazgeçmeyeceğim. Son iki soru kalmıştı. Bu iki soru yarışmanın galibini belirleyecekti. Dördüncü soruda Hz. Mehdi'nin (a.f) ashabının sayısının kaç olacağı soruldu. Bu kolay bir soruydu benim için. Hemen 313 yazdım. Cevap doğruydu. Herkes bilmişti. Biliyor musunuz o ashabın içinde ben de olmak isterdim diye geçirdim içimden. Eve gidince babamla bir liste oluşturmalıyız diye düşündüm. İmamımızı (a.f) mutlu etmek için neler yapabiliriz? Bu düşüncelerle boğuşurken beşinci soru geldi. İmamın (a.s) ismi ve künyesinin hangi peygamber ile aynı olduğu soruldu. Ben Hz. Muhammed (s.a.a) diye yazdım. Diğerleri Hz. İsa yazmış. Hz. İsa, İmam (a.s) zuhur ettiğinde arkasında namaz kılacak diye öğrenmiştim. Sanırım karıştırdılar. Bu soruyu bir tek ben bilmiştim. Ahd duasını doğru yanıtlayan kişi bu soruyu yanlış cevapladı. Böylece onunla eşit oldum. Ama yedek soru sormadılar. İkimizi de 1. ilan ettiler. Herkes o kadar kuvvetli alkışladı ki bizi, çok mutlu olduk. Hediyelerimizi yurt dışından gelen bir alim verdi. Ne dediğini anlamadım ama güler yüzü bize memnuniyetini anlatıyordu. Koşarak babamın yanına gittim ve ona sarıldım. Katıldığım en güzel yarışma idi. Kim bilir belki de imamımız da (a.f) aramızdadır. FATIMA ERDEM


10 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page