top of page

ÜÇ NOKTA; YARATAN, İSTİVA, DÖNÜŞ

ÜÇ NOKTA; YARATAN, İSTİVA,  DÖNÜŞ 1- Her varlık, yaratanının yüce Allah olduğunu kabul eder. Çünkü varlıkların yaratma gücünün olmadığını kendisi de tasdikler. Ama ne yazık ki bunu iyi bir şekilde bilmesine rağmen azan nefsi, kendini O’na karşı sorumlu görmez.  Yûnus Suresi /31“De ki: "Sizi gökten ve yerden kim rızıklandırıyor? Ya da işitme ve görme yetisi üzerinde kim mutlak hâkimdir? Ölüden diriyi,  diriden ölüyü kim çıkarıyor? İşleri kim yürütüyor?" "Allah" diyecekler. De ki: "O halde Allah'a karşı gelmekten sakınmayacak mısınız?" Ra'd Suresi/ 16 “De ki: "Göklerin ve yerin Rabbi kimdir?" "Allah'tır" de. De ki, "O'nu bırakıp da kendilerine (bile) bir faydası ve zararı olmayan dostlar (mabutlar) mı edindiniz?" De ki,  "Kör ile gören bir olur mu? Ya da karanlıklarla aydınlık bir olur mu? Yoksa Allah'a,  O'nun yarattığı gibi yaratan ortaklar buldular da bu yaratma ile Allah'ın yaratması onlara göre birbirine mi benzedi?" De ki: "Her şeyin yaratıcısı Allah'tır. O,  birdir,  mutlak hâkimiyet sahibidir." Yüce Allah’ı yaratma noktasında iman, gereği gibi olmadığı zaman bu noktada dökülenler olmaktadır. Marifete, kendisinin mutlak yaratıcısının yarattığını tasdik etmekle başlanılır. 2- Ayrıca insan, dönüşün olduğu tek merciinin de yüce Allah olduğunu tasdik etmelidir. Bunu biliyor gibi görünmesi, ancak bir türlü kul olamamasını da düşünmelidir. Görünüşte biliyor. Bu durumda ya bu dönüşü ciddiye almıyordur, ya işin ehemmiyetinin farkında değildir,  ya da olacakları düşünememektedir. Yoksa her varlık yaratılışına şahit olduğu gibi ölüm ve ötesi ile ilgili bilgilere de şahit olmaktadır. O halde problem yakinen dönüşe ve ahiret hayatına inanmada sorun var anlamına gelmektedir. Bu noktada da çok dökülen insanlar olmaktadır. Âl-i İmran Suresi/ 83 “Göklerdeki ve yerdeki herkes ister istemez ona boyun eğmişken ve O'na döndürülüp götürülecekken onlar Allah'ın dininden başkasını mı arıyorlar?” Bakara Suresi / 28 “Siz cansız (henüz yok) iken sizi dirilten (dünyaya getiren) Allah'ı nasıl inkâr ediyorsunuz? Sonra sizleri öldürecek, sonra yine diriltecektir. En sonunda ona döndürüleceksiniz.” 3- Bu iki nokta arasında yani “yaratılma ve dönüş” arasında insan başıboş değildir. Çünkü Rabbimiz insandan sorumluluğunu yapmasını istemektedir. İsteva; tasallut etme, tam bir ihata,  hükmetme,  yaratıp tedbir etmeye kadir anlamlarına gelir.  Bu durumda anlıyoruz ki Rabbimiz yaratıktan sonra da başıboş bırakmıyor. Tüm yaratılanlara egemen olan yüce Allah’tır. Dolayısıyla kullarının kendi emrine/isteğine (vahiy ve risalet ile bildirdiğine) göre davranmasını, sorumluluklarını taşımasını istiyor. “Sizin için yerde olanların tümünü yaratan O'dur. Sonra göğe yönelip (istiva edip) de onları yedi gök olarak düzenleyen O'dur. Ve O, her şeyi bilendir.” (Bakara Suresi,  29) “Gerçekten sizin Rabbiniz, altı günde gökleri ve yeri yaratan,  sonra arşa istiva eden Allah'tır. Gündüzü,  durmaksızın kendisini kovalayan geceyle örten,  Güneşe, Aya ve yıldızlara kendi buyruğuyla baş eğdirendir. Haberiniz olsun,  yaratmak da,  emir de (yalnızca) O'nundur. Âlemlerin Rabbi olan Allah ne yücedir.” (Araf Suresi, 54) “Şüphesiz sizin Rabbiniz, altı günde gökleri ve yeri yaratan,  sonra arşa istiva eden,  işleri evirip-çeviren Allah'tır. O'nun izni olmadıktan sonra, hiç kimse şefaatçi olamaz. İşte Rabbiniz olan Allah budur, öyleyse O'na kulluk edin. Yine de öğüt alıp düşünmeyecek misiniz?” (Yunus Suresi,  3) “Gökleri ve yeri altı günde yaratan, sonra arşa istiva eden O'dur. Yere gireni,  ondan çıkanı,  gökten ineni ve ona çıkanı bilir. Her nerede iseniz,  O sizinle beraberdir,  Allah,  yaptıklarınızı görendir.” (Hadid Suresi,  4) O halde insan mutlak egemenliğin ve malikiyetin yüce Allah’u Teâlâ'ya ait olarak bilmedikçe yine kullukta dökülmeler olacaktır. Belki de doğru yolda en çok sapmalar bu noktada olmaktadır. Yani itaat noktasında. Çünkü bu noktada tercih hakkı insanın kendisine bırakılmıştır. Ya istiva edenin Rabbi olduğunu kabul eder Tevhid ehli olur,  ya da istiva hakkını başkalarında gördüğünü varsayar,  tuğyan eder,  şirk ehli olur. Artık kendisi bilir. Yaratanına dönecek kendisidir.

0 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

ET-TAHİR

İFTAR, KADER VE İMAM Fe- ta-re harflerinde oluşan bir kavramdır. Anlamı uzunlamasına yarılmaktır. Kimi zaman bozmak, kimi zaman da düzenlemek yoluyla olur. Bu fiilden oluşan kavramlardan biri de fıtr

bottom of page